Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25-Ekim-2009, 18:20   #3 (permalink)
Cahit ERAYDIN
Bizim Coğrafya Yöneticisi
 
Cahit ERAYDIN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 04-Haziran-2009
Bulunduğu yer: BURDUR
Yaş: 66
Mesajlar: 2.075
Teşekkürleri: 565
836 mesajına 4.324 kere teşekkür edildi.
Standart

Tanrılar, dal­larına kartal kon­muş kaktüsün bu­lunduğu yeri işaret­lemişlerdi; ama, bu topraklar bir kent kurmak için hiç de elverişli değildi. Bir kere bataklığın tam ortasına düşmüşlerdi. Ancak, ilk Aztekler zorluklar karşısında yıl­madılar. Komşu kabilelerden tahta ve taşlar satın alarak, bataklığın içindeki küçük adacıkların temelini güçlendirdiler. Önce kaktüs dalında kartalı gördükleri yere tanrı Uitzilopochtli için bir tapınak inşa ettiler. Daha sonra bu tapmağın çevresinde kenti kurmaya giriştiler. Bunun için, ilk iş olarak yüzlerce küçük adacığı köprülerle birbirine bağladılar. İs­panyollar tarafından işgal edildiğin­de, kent, eski kentin etrafında olağa­nüstü gelişmişti. İspanyollar'ın "Bü­yük Tenochtitlan" diye adlandırdıkları yerleşim alanı, hem Tenochtit­lan hem de komşusu Tlatelolco kentini kapsıyordu. Kent dikdörtgen bi­çiminde bir alana sahipti ve binlerce hektarlık bir alana yayılmıştı. İspan­yol işgalcilere gö­re, kentte yakla­şık 80.000 ile 100.000 arasında bina bulunuyordu. Her ev­de yaklaşık 7 kişinin yaşadığını varsayan İspanyollar, Tenoch­titlan'ın nüfusunu 560.000ile 700.000 arasında tah­min etmişlerdi. Günümüz de ise tarihçiler, kentin nüfusunun 500.000'den faz­la, bir milyondan az olduğunu kabul ediyorlar.



Tenochtitian'daki ana tapınakta bulunan 3,25 m çapında ve 8 ton ağırlığındaki bu taşın üzerinde ay tanrısı görülüyor (solda)... Mendoza Codex'inde Tenochtitlan'ın kuruluşunu anlatan sayfa (solda)...



Aslında, fatihler tarafından nere­deyse yok edildiği için, yakın dö­nemlerde sürdürülen arkeolojik kazılar, haritalar, seramik modeller ve kayıtlarla nasıl bir yerleşim olduğu ortaya çıkarabildi.
Tabanı, başka kentler gibi, her klan ya da toplumsal gruba geomet­rik şekilli bir yer ayrıldığı için, dikdörtgen biçimliydi. Böylece Mayalar'daki gibi, tören merkezi kent ile taşra arasında kesin bir ayrım yoktu.
Bernal Diaz. Tenochtitlan'ı düz yolları, meydanları, kanalları ve köprüleri ile Venedik'e benzetti ve şöyle betimledi: "Hem sudaki, hem kara­daki nice yapıyı, düz giden yolları, meydanları gördüğümüzde, hayranlı­ğımızı gizleyemedik. Suyun üstünde yükselen piramitlerin yüksek kulele­rinden, hepsi duvarlı binalardan kay­naklanan bir çeşit büyüydü."
Aztek başkentinin merkezinde, yı­lanlarla süslenmiş duvarlar çevrili kutsal piramitleri, bir top sahasını, kurban taşını, vinçlerin dişli çubuklarını, törensel arınmalar için bir havu­zu, okulları, kitaplıkları ve rahiplerin meskenlerini içine alan dinsel bir çe­kirdek vardı. Piramitler, bütün Orta Amerika tapınakları gibi, kesik koni biçimindeydi; üç kademeden oluşu­yorlardı. Böyle bir yapının tepesinde­ki bir ya da daha çok tanrı odasına dik merdivenle çıkılıyordu. En önemli bina Aztek egemenliği sıra­sında birçok kere inşa edilmiş Büyük Tapınak'tı. Anıtsal binaları sağlam­laştırmak için, "tezontle" denilen, ha­fif ve dayanıklı bir volkanik malze­me kullanılıyordu.
Duvarla çevrili yerin ötesinde, kral­lık saraylan tarafından öncelenen dört büyük konut mahallesi başlıyordu. Montezuma'mn iki katlı, harika bah­çeli, pek çok odalı, püsküller ve altın eşyalarla zengin bezenmiş sarayı, Avrupalılar'ın düş gücünü çok etkiledi.



Evler, su baskınından korunmak için taş yükseltilerin üstüne yapılmış­tı ve dışarıdan parlak renklere boyan­mıştı. Çatı kireçle kaplıydı ve sütun­ların üstüne binen kalaslar ve kalasçıklardan oluşuyordu. Pencere yoktu ve ana oda, yağmur suyunun toplan­dığı bir tekne olan iç avluya açılıyor­du. İki su kemeri (Chapultepec ve Coyoacan) kenti karaya bağlıyordu. Hijyen sorunlarım çözmek için, bazı stratejik noktalara kent atıklarını top­layan mavnalar bağlanmıştı. Aydın­latma, çam tahtasından reçineli meşalerle yapılıyordu.
Tenochtitlan"ı Orta Amerika'nın Venedik'i yapan asıl etken, sayısız kanallarıydı. Bütün sokakların bir bölümü sıkıştırılmış toprak yol, bir bölümü de kanaldı. Kent, tapınakla­rın bulunduğu bazı büyük meydanlar dışında, geniş ve boş araziye sahip değildi. Bu özellik günümüzde de Mexico City kentine damgasını vuru­yor. Ne var ki, tüm sıkıştırılmış mi­marisine karşın Tenochtitlan yeşilli­ğe hasret bir kent değildi. Her evin arkasında küçük bir avlu vardı ve bu­raya ağaçlar ekilmişti. Ayrıca, halk küçük avluda kendine yetecek bir ta­rımsal faaliyeti gerçekleştiriyordu. Ayrıca, Aztekler çiçek konusunda çok duyarlı insanlardı. Hemen hemen her aile, avlusunda çeşitli renklerde çiçekler yetiştiriyordu.

__________________
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler !!!

KEMAL ATATÜRK






Öğretmenler ; Cumhuriyet sizden fikri hür,vicdanı hür,irfanı hür nesiller ister
KEMAL ATATÜRK
Cahit ERAYDIN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cahit ERAYDIN kullanıcısına teşekkür eden 6 üye:
aaözlem (25-Ekim-2009), Fatih GÜRIŞIK (26-Ekim-2009), GUNBAN (04-Ekim-2010), nabucco (25-Ekim-2009), pardus (04-Ekim-2010), zumrut_ (25-Ekim-2009)