Bizim Coğrafya Yöneticisi
Üyelik tarihi: 04-Haziran-2009 Bulunduğu yer: BURDUR Yaş: 66
Mesajlar: 2.075
Teşekkürleri: 565
836 mesajına 4.324 kere teşekkür edildi.
| Tanrılar, dallarına kartal konmuş kaktüsün bulunduğu yeri işaretlemişlerdi; ama, bu topraklar bir kent kurmak için hiç de elverişli değildi. Bir kere bataklığın tam ortasına düşmüşlerdi. Ancak, ilk Aztekler zorluklar karşısında yılmadılar. Komşu kabilelerden tahta ve taşlar satın alarak, bataklığın içindeki küçük adacıkların temelini güçlendirdiler. Önce kaktüs dalında kartalı gördükleri yere tanrı Uitzilopochtli için bir tapınak inşa ettiler. Daha sonra bu tapmağın çevresinde kenti kurmaya giriştiler. Bunun için, ilk iş olarak yüzlerce küçük adacığı köprülerle birbirine bağladılar. İspanyollar tarafından işgal edildiğinde, kent, eski kentin etrafında olağanüstü gelişmişti. İspanyollar'ın "Büyük Tenochtitlan" diye adlandırdıkları yerleşim alanı, hem Tenochtitlan hem de komşusu Tlatelolco kentini kapsıyordu. Kent dikdörtgen biçiminde bir alana sahipti ve binlerce hektarlık bir alana yayılmıştı. İspanyol işgalcilere göre, kentte yaklaşık 80.000 ile 100.000 arasında bina bulunuyordu. Her evde yaklaşık 7 kişinin yaşadığını varsayan İspanyollar, Tenochtitlan'ın nüfusunu 560.000ile 700.000 arasında tahmin etmişlerdi. Günümüz de ise tarihçiler, kentin nüfusunun 500.000'den fazla, bir milyondan az olduğunu kabul ediyorlar. Tenochtitian'daki ana tapınakta bulunan 3,25 m çapında ve 8 ton ağırlığındaki bu taşın üzerinde ay tanrısı görülüyor (solda)... Mendoza Codex'inde Tenochtitlan'ın kuruluşunu anlatan sayfa (solda)... Aslında, fatihler tarafından neredeyse yok edildiği için, yakın dönemlerde sürdürülen arkeolojik kazılar, haritalar, seramik modeller ve kayıtlarla nasıl bir yerleşim olduğu ortaya çıkarabildi. Tabanı, başka kentler gibi, her klan ya da toplumsal gruba geometrik şekilli bir yer ayrıldığı için, dikdörtgen biçimliydi. Böylece Mayalar'daki gibi, tören merkezi kent ile taşra arasında kesin bir ayrım yoktu. Bernal Diaz. Tenochtitlan'ı düz yolları, meydanları, kanalları ve köprüleri ile Venedik'e benzetti ve şöyle betimledi: "Hem sudaki, hem karadaki nice yapıyı, düz giden yolları, meydanları gördüğümüzde, hayranlığımızı gizleyemedik. Suyun üstünde yükselen piramitlerin yüksek kulelerinden, hepsi duvarlı binalardan kaynaklanan bir çeşit büyüydü." Aztek başkentinin merkezinde, yılanlarla süslenmiş duvarlar çevrili kutsal piramitleri, bir top sahasını, kurban taşını, vinçlerin dişli çubuklarını, törensel arınmalar için bir havuzu, okulları, kitaplıkları ve rahiplerin meskenlerini içine alan dinsel bir çekirdek vardı. Piramitler, bütün Orta Amerika tapınakları gibi, kesik koni biçimindeydi; üç kademeden oluşuyorlardı. Böyle bir yapının tepesindeki bir ya da daha çok tanrı odasına dik merdivenle çıkılıyordu. En önemli bina Aztek egemenliği sırasında birçok kere inşa edilmiş Büyük Tapınak'tı. Anıtsal binaları sağlamlaştırmak için, "tezontle" denilen, hafif ve dayanıklı bir volkanik malzeme kullanılıyordu. Duvarla çevrili yerin ötesinde, krallık saraylan tarafından öncelenen dört büyük konut mahallesi başlıyordu. Montezuma'mn iki katlı, harika bahçeli, pek çok odalı, püsküller ve altın eşyalarla zengin bezenmiş sarayı, Avrupalılar'ın düş gücünü çok etkiledi. Evler, su baskınından korunmak için taş yükseltilerin üstüne yapılmıştı ve dışarıdan parlak renklere boyanmıştı. Çatı kireçle kaplıydı ve sütunların üstüne binen kalaslar ve kalasçıklardan oluşuyordu. Pencere yoktu ve ana oda, yağmur suyunun toplandığı bir tekne olan iç avluya açılıyordu. İki su kemeri (Chapultepec ve Coyoacan) kenti karaya bağlıyordu. Hijyen sorunlarım çözmek için, bazı stratejik noktalara kent atıklarını toplayan mavnalar bağlanmıştı. Aydınlatma, çam tahtasından reçineli meşalerle yapılıyordu. Tenochtitlan"ı Orta Amerika'nın Venedik'i yapan asıl etken, sayısız kanallarıydı. Bütün sokakların bir bölümü sıkıştırılmış toprak yol, bir bölümü de kanaldı. Kent, tapınakların bulunduğu bazı büyük meydanlar dışında, geniş ve boş araziye sahip değildi. Bu özellik günümüzde de Mexico City kentine damgasını vuruyor. Ne var ki, tüm sıkıştırılmış mimarisine karşın Tenochtitlan yeşilliğe hasret bir kent değildi. Her evin arkasında küçük bir avlu vardı ve buraya ağaçlar ekilmişti. Ayrıca, halk küçük avluda kendine yetecek bir tarımsal faaliyeti gerçekleştiriyordu. Ayrıca, Aztekler çiçek konusunda çok duyarlı insanlardı. Hemen hemen her aile, avlusunda çeşitli renklerde çiçekler yetiştiriyordu.
__________________ Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler !!! KEMAL ATATÜRK Öğretmenler ; Cumhuriyet sizden fikri hür,vicdanı hür,irfanı hür nesiller ister
KEMAL ATATÜRK |