Ülkemiz serbest Bölgeleri
Ülkemizde ise, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nun 1985 yılında yürürlüğe girdiği tarihten buyana, değişik tarihlerde 21 adet serbest bölge hizmete girmiş olup bunlar sırasıyla ; Mersin ve Antalya Serbest
bölgeleri ( 1987 ), Ege ve İstanbul Atatürk Havalimanı Serbest Bölgeleri ( 1990 ), Trabzon ve Adana ( Yumurtalık ) Serbest Bölgeleri ( 1992 ), İstanbul ( Tuzla Deri ), Doğu Anadolu ( Erzurum ), Mardin Serbest Bölgeleri ( 1995 ), Avrupa ( Çorlu ) Serbest Bölgesi ( 1996 ), İstanbul Menkul Kıymetler Serbest Bölgesi ( 1997 ), İzmir ( Menemen ), Rize, Samsun İstanbul ( Trakya ), Kayseri ve Gaziantep Serbest Bölgeleri ( 1998 )'de, Bursa ve Denizli Serbest Bölgeleri ( 2000 )'de, Kocaeli ve TUBİTAK-MAM (2001)'de faaliyete geçmişlerdir.
Ülkemizde serbest bölge uygulama felsefesi esas olarak, yeni ve çok sayıda serbest bölge ilanıyla iktisadi sorunlara sihirli çözümler bulunmak iddiasında değil, mevcut sanayi ve ticaret potansiyelini tam kapasitede kullanabilme etkinleştirme, böylece küreselleşen dünyada daha aktif ve önemli bir yer tutma yolunda yararlanılabilecek bir araç olduğu fikrine dayanmaktadır.
Serbest bölgelerimizin kısa tarihine bakıldığında, amaçlanan ile gerçekleşenin ufak bazı sapmalar dışında birbirine parelellik arz ettiği görülmektedir. Topyekün kallkınma amacına hizmet etmek üzere " bölgesel kalkınma " modeliyle kurulan serbest bölgelerimiz, ülkemizin ihracata dayalı kalkınma politikalarıyla da uyumlu olarak faalliyetlerini sürdürmektedir. Bu aşamada yukarıda da ifade edildiği üzere, yeni serbest bölge oluşumlarından ziyade mevcut serbest bölgelerimizin tam kapasiteye ulaştırılması hedeflenmektedir.
2008 yılı Şubat Ayı sonu itibariyle ülkemizdeki 20 adet serbest bölgede; 3,076'i yerli, 640'ü yabancı olmak üzere 3.716 firma faalliyet göstermekte olup, oluşturdukları istihdam hacmi ise 44,300 kişiye ulaşmış bulunmaktadır. Tüm serbest bölgelerin ticaret hacmi ise 2007 yılı sonu itibariyle 24.5 milyar ABD Dolarına ulaşmıştır. Serbest bölgelerin kurulduğu 1988 yılından 2007 yılı sonuna kadar ulaşılan kümülatif ticaret hacmi ise 173.5 milyar ABD Dolarını aşmış bulunmaktadır.
Dünya ekonomisin bugünkü şartlarında artan rekabet sebebiyle ülkeler, uluslararası sermaye akışında yatırımcıların önüne bir çok özendirici düzenlemeler getirmektedir. Ancak bu özel düzenlemeler yabancı sermayenin seçimini yapmasında rol oynayan tek ve en önemli etken de değildir. Uluslararası sermaye olarak da nitelendirilen yabancı sermaye, seçimini bir çok kriteri bir arada değerlendirerek ve uzun vadeli perspektiften bakarak yapmaktadır. Bu nedenledir ki, yatırım yapılacak ülkenin politik ve ekonomik istikrarı başta olmak üzere bir çok hususta rakiplerine kıyasla daha avantajlı ortam aranmaktadır.
Serbest Bölge Kavramı
Uluslararası ticaretin süratle globelleşip girift ilişkiler yumağı haline geldiği günümüzde, ülkelerin dış ticaret politikaları ve bu politikalar içindeki, değişik ekonomik enstrümanların kullanım şekilleri her geçen gün biraz daha önem kazanmaktadır.
Bu kapsamda, özellikle de gelişmekte olan ülkeler bakımından dış ticaret politikalarının önemlli unsurlarından biri halinde ön plana çıkan serbest bölgeler ; uygulamadaki farklılıklarına rağmen genel bir yaklaşımla ülkelerin milli sınırları içinde bulunmakla birlikte, vergi ve gümrük mevzuatlarının uygulanması bakımından gümrük hattı dışında bırakılan yerler olarak kabul edilmekte ve tanımlanmaktadır.
Tarihsel süreç olarak, 16'ncı yüzyıla kadar uzanan oldukça uzun bir uygulama geçmişine sahip bulunan serbest bölgeler ; ülkelerin milli sınır ve gümrük duvarlarını oluşturmaları aşamasında, büyük tüketim merkezlerine yakın ticaret yolları üzerinde kurulu ticari kolonilerinin, mevcut ekonomik canlılık ve avantajlarını kaybedebilecekleri endişesiyle, " serbest alanlar " şeklinde ilan edilmeleri ve gümrük hattı dışında bırakılmaları suretiyle ortaya çıktı.
Serbest bölgeler, uygulama biçimi itibarıyla genelde gelişmekte olan ülkelerde üretim ağırlıklı " ihraç ürünleri işleme bölgeleri " , gelişmiş ülkelerde ise daha ziyade ticari ağırlıklı " serbest ticaret bölgeleri " şeklinde ülkenin nispi olarak daha az gelişmiş kesimlerine istihdamı ve ticareti yaygınlaştırmak amacıyla kullanılmaktadır.
Günümüzün başarılı serbest bölgeleri, bu kla*** uygulamanın da ötesinde uzmanlaşma ve ihtisaslaşmaya yönelip, katma değeri yüksek ileri teknolojik ürünlerin üretilmesine öncülük etmeye başlamış ve daha da ileri giderek teknopark haline gelme çabasına girmişlerdir.
Kısa adı " WEPZA " olan Dünya Uluslararası Ekonomik İşlem Bölgeleri Birliği'nin 1999 yılı verileri incelendiğinde, halen 104 ülkede 882 adet serbest bölgenin faaliyette bulunduğu görülmektedir. Bunların ülkelere dağılımına bakıldığında, örneğin gelişmiş ve sanayileşmiş ülkeler kapsamında en yaygın biçimde ABD'de 214, farklı rejim ve yönetim yapısındaki Çin'de ise 125 adettir. Diğer taraftan Avrupa'da 64 serbest bölge bulunmakta olup, bunlardan 24 adedi ise Avrupa Birliği Üyesi Ülklerde ( Almanya, İngiltere, İspanya, İtalya, Portekiz ve Yunanistan ) yer almaktadır. Asya ve Uzak Doğu'da da Çin hariç 85, Orta Doğu'da ise 39 adet serbest bölge uygulaması mevcuttur.