LAMBADAKİ CİN
Mucizevi dokunuşlar ister hep bedenimiz en zor anlarda. Ayağa kalkıp tekrar tutunmak hayata. Bazen lambadaki cin masalları gelir aklıma ya da gökten inen kurtarıcı peri kızı. İnançlarımıza terstir bunlar ama. Sanırım isterdim Alaeddin’in sihirli lambası bir gün önüme düşsün… Ve bana üç dilek sorsun sonra üç dileğimde kabul olsun.
Cin: Uzun zamandır bu lambada tıkılı kaldım. Şimdi sen lambayı ovalamakla beni kurtardın. Ey kurtarıcım! Şimdi benden üç dilek dileme hakkın var… Söyle bakalım ne istersin benden?
Ben: 1)Tertemiz bir dünya istiyorum. Bütün kötülüklerden arınmış, kaza, savaş, dert, sıkıntı, kıskançlık ve kayıpların yaşanmayacağı tertemiz bir dünya.
2) Şimdi sevdiklerimi koy yanıma. Ailemi ve içimdeki aşkı tarif eden adamı koy yanıma.
3) Ve bütün insanlık hep gülsün.
Cin: Bütün dileklerin kabul olmuştur sahip!
Maddi anlamda hiçbir şey istemediğim üç dileğim. Biliyorum ki insanlık bu değerlere sahip olsaydı, hiçbir maddi sıkıntıya da maruz kalmazdı. Mutluluk olunca maddi değerler arkamızdan zaten koşacaktır bundan eminim. Hayata üç dilek bırakın ve dileklerinizin içinde koşup yorulun.
Şimdi ben lambadaki cinim. Lambayı ovala ve üç dileğini bırak kucağıma.
GÖLGE OYUNU Hayat oyunu yeni bir sahnesini açtı. Oyuncuları sen ben o. Sonra onlar bunlar ve yeni oyuncular. Herkes iyi oynasın bu oyunu, rolünü koysun ortaya, yaşasın yaşatsın her şeyini. Oyun bu, seyircisinin de oyuncu olduğu bir oyun. Gölge oyunudur bu. Sahnesi dünya, oyuncuları kukladır. Perdeye vuran ışık hayat verir kuklaya. Hayat bulur, oynar oyununu. Sönünce ışık görünmez olur, taşır kendini karanlıklara. **** Ömer Hayyam’ın dediği gibi Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz Kuklacı felek usta, kuklalarda biziz Oyuna çıkıyoruz birer ikişer Bittimi oyun sandıktayız hepimiz.