Zümrüt Üye
Üyelik tarihi: 08-Haziran-2009 Ad- Soyad: zumrut Bulunduðu yer: Yurt dýþý
Mesajlar: 1.249
Teþekkürleri: 1.215
762 mesajýna 2.493 kere teþekkür edildi.
| Mizahi Haber.. (KOMÝK) MUSA GÜMÜÞ'E ÇÝN'DEN BÝR ÖDÜL DAHA! Uluslararasý Çin Olimpik Karikatür Yarýþmasý aylýk periyodlar halinde yapýlýyor, Temmuz 2007 yarýþmasý sonuçlarýnda MUSA GÜMÜÞ arkadaþýmýz Serbest bölümde ödül kazandý. Kendisini kutluyor, sizi karikatürüyle baþbaþa býrakýyoruz... YAYIN TARÝHÝ: Cuma, Aðustos 31, 2007 CÝHAN DEMÝRCÝ ÇÝZÝYOR MUSA KART ÇÝZÝYOR Musa Kart'ýn 31 Aðustos Cuma günü Cumhuriyet'te çizdiði karikatür... Ercan Akyol'un 31 Aðustos Cuma günü Milliyet'te çizdiði karikatür... KARÝKATÜRÜNÜN PROVAKASYONU SÜRÜYOR... MÝZAHHABER'in düzenli takipçileri anýmsarlar. Ýsveçli karikatürcü Lars Vilks'in bir sergiye koymaya çalýþtýðý, tamamen provakasyon amacýyla çizilmiþ karikatürün Ýsveç'te yarattýðý krizden 10 Aðustos Cuma günü haberdar etmiþtik sizleri... Bizim basýnda çok az yerde yer almýþ bir haberdi bu... Ancak "Köpek" olarak çizdiði Hz.Muhammed karikatürü daha önce "Sanatta Köpek" adlý sergiye alýnmayan Lars Vilks yememiþ-içmemiþ bu karikatürü bu kez "Nerikes Allehanda" isimli bir Ýsveç gazetesinde yayýnlatmýþ... Lars Vilks'in býrakýn dünyada yeni bir kavga çýkarmasýný, üstelik çizgi olarak da son derece kötü karikatürlerini baþ sayfadan yayýmlayan gazetenin genel yayýn yönetmeni kaleme aldýðý makalede de "Müslümanlar dinle ilgili hiçbir konuyu alttan almýyor. Onlarýn tepkilerinden endiþe edilerek sergilenecek eserlere, basýlacak haberlere karar veriliyor. Bu büyük hata" demiþ... Bunu zaten biliyoruz. Yeni bir söz deðil. Zaten bu sözleri kanýtlamak isteyen Ýran, pazartesi günü Ýsveç Büyükelçiliði'ne çok sert sözlü bir protesto iletmiþ. Sorarlar adama, peki karþýnýzda bu kadar hoþgörüsüz bir toplum varken, bu tür çizimlerle siz ne yapmak istiyorsunuz, kavga çýkarmaktan öte, resmin bile günah sayýlmýþ olduðu bir dinde... Ýsveç'in Tahran Büyükelçisi Gunilla Von Bahl'ý Dýþiþleri Bakanlýðý'na çaðýran yetkililer "Basýndaki ifade özgürlüðü baþka dinlere hakareti izin vermemelidir" diye konuþmuþ. MÝZAHHABER olarak 10 Aðustos Cuma günkü yazýmýzda da yazmýþtýk... Daha önce ucundan dönülen bir krizin, Ýsveç gazetesinin bu anlamsýz karikatürleri yayýmlamasýyla tekrar gündeme gelmesi, düþünce özgürlüðünden çok, dinler arasýnda kavga kopartma özlemi olarak görüyoruz ve kýnýyoruz... Merak edenler için bu karikatürden çok taslak ya da eskiz diyebileceðimiz, her açýdan "kötü" karikatürün yer aldýðý Lars Vilks sitesinin adresi þöyle: http://www.vilks.net/ YAYIN TARÝHÝ: Perþembe, Aðustos 30, 2007 SEFER SELVÝ ÇÝZÝYOR Sefer Selvi'nin 30 Aðustos Perþembe günü Evrensel gazetesinde çizdiði karikatür...
---------------------------------------------------------------------------- YENÝ mÝzah DERGÝSÝ "UYKUSUZ" 5 EYLÜL'DE ÇIKIYOR! Penguen'den ayrýlan bir kaç çizerin öncülüðünde hazýrlanan yeni mizah dergisi "UYKUSUZ"un ilk sayýsý 5 Eylül 2007 Çarþamba günü çýkýyor... Varolan dergilerin birebir kopyasýysa eðer bu yeni dergi, sadece çizerlerin birarada olmayýp dergilere daðýtýlmasýysa gene bu yaþanan, daha önce gördüðümüz bir film aynen devam ediyorsa eðer, "yeni" birþeyler bekleyen has mizah okurlarý için, o zaman uykusuz kalmaya deðer mi, bakalým bekleyip hep birlikte göreceðiz... MEDYAKUP YAZIYOR: "AKP GAZ-ETECÝLERÝ!" Hangi kanalý açsanýz onlar... Her an yerde hazýr ve nazýr gaz-eteciler... AKP iktidarýnýn doðal "GAZ" vericileri... Adamlar sanki doðal-gaz yataðý gibi... Her an, her yerde, AKP gazý vermeye devam ediyorlar...Kim bunlar...Bunlarýn baþý "KORU"bey tabii ki... Ben ona "KORU BEYÝ" diyorum... Yani: FEHMÝ KORU!.. Kendisi gazeteciden çok AKP'nin "koruma görevlisi" gibi... Bazen Baþbakan'ýn koruma görevlileri arasýnda gözüm onu da arýyor, siyah gözlükler takmýþ, o býyýksýz ama baymýþ haliyle gene bize bakýyor... Bir diðer isim: MUSTAFA KARAVELÝOÐLU... O da yýllarýn gaz-etecisi Fehmi aðabeyini hiç aratmýyor... Bir bakýyorsunuz NTV'de, bir bakýyorsunuz CNN-TÜRK'te, bir bakýyorsunuz KANAL-D'de, bir bakýyorsunuz 24'te, bir bakýyorsunuz SKY-TÜRK'te... Bu adamlar günde en az 10 kez filan kanallarda yorum yapmadan günü tamamlamýyorlar... Ýçlerine iþlemiþ... Bunlarýn gazeteci olmayanlarýndan Türkiye'de milyonlarca bulabilirsiniz. Gidin bir mahalle kahvesine... Her kahvede konuþma ishaline yakalanmýþ bir kaç insan göreceksiniz... ÇANKAYA'DA MANGAL YAP! Malum Çankaya'da yeni bir dönem baþladý... Artýk Çankaya'dan saygýnlýk, ciddiyet filan beklemeyin... Ýktidara yakýn bir gaz-eteciyseniz tak kapý Çankaya yapabilirsiniz artýk... Bakýn daha ilk günden, Çankaya'nýn zavallý manzarasý belli oldu. Elini-kolunu sallayan, AKP gaz-etecileri Gül'ün davetine tak kapý gittiler... Ýþte "KORU BEYÝ" Fehmi Koru kendi aðzýyla itiraf ediyor ve bakýn ne diyor: "Bir grup meslektaþ Köþk'ün kapýsýnda bekliyorduk. Ýçeride kutlama yapýlacaðýný duyunca, biz de katýlabilir miyiz, diye haber gönderdik. Katýlabilirsiniz denince de katýldýk." Ýþte böyleeeee... Bundan böyle, canýn istediði anda Çankaya'da alabilirsin soluðu, yeter ki AKP kadrosundan bir gaz-eteci ol!.. Çankaya'nýn "ÇANKAYA 11. NOTERÝ" olacaðýný yazmýþtý dün, bir baþka AKP gaz-etecisi Cevahir Merkez bey... Ama bence daha çok "ÇANKAYA KIRAATHANESÝ"olacak!.. Çaylardan AKP þirketinden!.. Eðer siz de yüzde 46.6'dan biriyseniz de, biraz yokuþ yürümeyi göze alýp 864 rakýmlý tepeye rahatça çýkabilir, Çankaya'da bundan böyle "mangal" bile yapabilirsiniz... Hatta piknik için de ideal Çankaya... Mangal için, al etini, domatesini, patlýcanýný, vur kendini Çankaya tepesine!.. Çocuðun topunu da unutma ha!.. ÝLHAN BEY'ÝN CÝCÝ MHP'SÝ! Ýlhan Selçuk... O ki Cumhuriyet gazetesinin baþý, her þeyi... Yýllarýn köþe yazarý... 22 Temmuz seçimleri öncesinde MHP konusunda öylesine önemli yanlýþlar yaptý ve öylesine yanlýþ yazýlar yazdý ki, þimdi bakýyoruz Gül'ü Çankaya'ya taþýdý diye çýkmýþ MHP'ye kýzýyor... "40 yýllýk Kani olur mu Yani" derler Ýlhan bey, ayný görevi çok uzun yýllar yapmaktan belleðiniz mi yok oldu bilemiyoruz ama gerçek MHP budur zaten... Gül deðiþmedi de, MHP mi deðiþecekti yani?.. "YA SEV, YA TERK ET" zihniyetine bu denli yaklaþýp, nerdeyse o zihniyetle kolkola girmek zaten bir türlü istenilen gazete olamayan Cumhuriyet'i daha da geri götürmedi mi acaba?.. "Baðýmsýz" ve "Muhalif" gazeteye bu denli þiddetle ihtiyaç duyulan günlerde Ýlhan Selçuk'un uzunca bir süre sürdürdüðü bu yanlýþ strateji Cumhuriyet'in çok daha fazla okura ulaþmasýný engellemiþtir... Gaz veren gaz-etecilerden olmadýðýmýz için biz dosta da, düþmana da sadece gerçeði söyleriz, dostlar bozulsa da fark etmez, bilirsiniz ki gerçek gazetecilik budur, sen gerisinden FEHMÝ KORU BÝZÝ YARABBÝ!.. Bu arada medyanýn içindeki az sayýdaki "dürüst" ve "onur sahibi" kalemlerden biri olan Þakir Süter'i çok erken yaþta yitirdik, kendisi dün ebedi yolculuðuna uðurlandý, ruhu þad olsun diyorum... YAKUP YAZICI YAYIN TARÝHÝ: Perþembe, Aðustos 30, 2007 LATÝF DEMÝRCÝ ÇÝZÝYOR Latif Demirci'nin 30 Aðustos Perþembe günü Hürriyet'te çizdiði karikatür... MUSTAFA BÝLGÝN ÇÝZÝYOR Mustafa Bilgin'in 30 Aðustos Perþembe günü Cumhuriyet'te çizdiði karikatür... Ercan Akyol'un 30 Aðustos Perþembe günü Milliyet'rte çizdiði karikatür... YAYIN TARÝHÝ: Perþembe, Aðustos 30, 2007 29 Aðustos 2007 Çarþamba KAMÝL MASARACI’NIN KÜLTÜRÇÝZÝK SERGÝSÝ NEZÝH DANYAL KARÝKATÜR VAKFI GALERÝSÝNDE.. Nezih Danyal Karikatür Vakfý Galerisi yeni döneme Kamil Masaracý’nýn ‘KÜLTÜRÇÝZÝK-kültürlü hadiseler’ isimli karikatür sergisiyle giriyor. 1 Eylül Cumartesi günü açýlacak sergi günümüz kültürünü yansýtan 60 karikatürden oluþuyor. Masaracý 'kültürçizik' karikatürlerini oniki yýldan bu yana çiziyor ve bu karikatürler ilk kez bir kültür sayfasýnda sürekli yer alma özelliðini taþýyor. Önümüzdeki günlerde kitaplaþacak olan sergi 20 Eylül’e kadar sürecek ve daha sonra Ýstanbul’da sergilenecek. Kamil Masaracý, Nezih Danyal Karikatür Vakfý Galerisi’nde 1 Eylül Cumartesi günü saat 14.00’de yapacaðý atölye çalýþmasýnda çocuklarla birlikte karikatür çizecek ve karikatür üzerine söyleþi yapacak, ardýndan saat 18.00’de düzenlenecek kokteyl ile de karikatür sergisinin açýlýþý yapýlacak. Bu sergiyle baþlayacak yeni dönem etkinlikleri sergiler, atölye çalýþmalarý, film gösterileri ve karikatür kurslarýyla sürecek... YAYIN TARÝHÝ: Çarþamba, Aðustos 29, 2007 GÜMÜÞLÜK'TE KARÝKATÜR ÞENLÝÐÝ Karikatürcüler Derneði Ýzmir Temsilciliði'nin (Bodrum) Gümüþlük Belediyesi ile birlikte düzenlediði Gümüþlük Karikatür Þenliði 29 Aðustos - 2 Eylül tarihleri arasýnda yapýlacak. Festivalde 'Karikatürlerle Cumhuriyetin Öyküsü', 'Dilin Kemiði' ve 'Eðitim' baþlýklý karikatür sergilerinin yaný sýra; Eray Özbek, Birol Çün, Zeynep Gargý, Murteza Albayrak ve Ayten Köse'nin de kiþisel karikatür sergileri izlenebilecek. Karikatürün tarihsel geliþiminin ele alýndýðý, geçmiþte ve günümüzde, ülkemizde ve yurt dýþýndaki deðiþik karikatür anlayýþlarýnýn örneklerle tanýtýldýðý slayt gösterilerinin yaný sýra çizerler karikatür çizimleri gerçekleþtirecekler. YAYIN TARÝHÝ: Çarþamba, Aðustos 29, 2007 YÜZDE 46.6 RUHUNUN YAZARI CEVAHÝR MERKEZ BÝR HAFTA ARADAN SONRA ÝÞTE GENE KARÞINIZDA... "ONBÝRÝNCÝ DEÐÝL O, 2. CUMHURÝYETÝN BÝRÝNCÝ CUMHURBAÞKANI!" Merhaba efenim... Ahanda iþte gene burdayým... Geçen hafta yýllýk iznimin bir bölümünü kullanmak isteyince sizlere yazýmý ulaþtýramadým. Aslýnda biraz da bunu kasten yaptým efenim... Neden diyin... Neden? Çünkü geçen hafta malumunuz sezon sonuydu yani "BÝRÝNCÝ CUMHURÝYET" denen Cumhuriyetin son haftasýydý, kapanýþ haftasýydý, epeydir tadilat bile yapamayan Birinci Cumhuriyet bitiyordu ben de bunu deðerlendirerek kýsa bir tatil yapmak, karþýnýza yeni bir Cumhuriyet'te çýkmak istedim... Gerçekten de bu tatil merkezime çok iyi geldi... Þöyle bir hafta boyunca Ege, Akdeniz sahillerini dolaþýp o zavallý Birinci Cumhuriyet'in son haftasýný gezdim, yüzde 46.6'ya varan indirimlerinden yararlandým!..Sonra da dedim ki: "Biz Birinci Cumhuriyet olarak Atam bundan böyle sürekli ÝZÝNDEYÝZ!.." Hah hah haaaa!.. Yaaa iþte böyle efenim... Ahanda dün yeniden göreve baþladým ve Ankara'nýn yolunu tuttum bu tatilin üstüne... Ne de olsa çok tarihi bir gündü 28 Aðustos 2007 Salý... O kadar çok ilk yaþandý ki anlatamam... Bir kere Ýkinci Cumhuriyetin ilk günüydü 28 Aðustos 2007... Bazýlarý inatla Sn. Abdullah Gül'ün 11. Cumhurbaþkaný olduðunu yazýyorlar ama bu doðru deðil... Sn.Gül, Ýkinci Cumhuriyetin Birinci Cumhurbaþkanýdýr beyler, bunu kafanýza iyi yazýn... 11 sayýsýnýn baþýndaki biri atýn, birlerden biri fazla... Tam yazýmý yazdým... Ahanda epeydir daha keyifle okuduðum düþen tirajýna üzüldüðüm için günde 5 tane aldýðým Hürriyet'e bir baktým ki, Ertuðrul Özkök beyefendi benimle ayný baþlýðý bulmuþ... Ama bunu þaka olarak yazdýðýný okuyunca güldüm tabii... Çünkü ben "Ýkinci Cumhuriyetin Birinci Cumhurbaþkaný" dediðimde þaka filan yapmýyorum. Hayýr anlayamadýðým þu ki, ciddi bir gazetenin genel yayýn yönetmeni Sn.Gül'e "Ýkinci Cumhuriyet'in Birinci Cumhurbaþkaný" diyor sonra da bunun bir þaka olduðunu yazýyor. Kardeþim orasý mizah dergisi mi, gazete mi?. Bak ben bir mizah yayýnýnda yazýyorum ama senden daha ciddiyim yaaaa!. Neyse efenim, dediðim gibi 28 Aðustos bu ülkenin yeni tarihinin baþlangýç günü olarak tarihteki yerini almýþtýr... Rabbime þükürler olsun ki artýk Çankaya'da vetocu biri yok... Asýk suratlý biri yok... Her gelen topu içeri alacak bir kalecisi var artýk Çankaya'nýn... Þutlar kimden gelecek derseniz, tabii ki ÝETT'nin eski futbolcusu Tayyip bey hazretlerinden... Þimdi sýra Anayasa'yý halletmeye kaldý...Hayýrlýsýyla o da halloldu mu, bu iþ "FISTIK" gibi olmuþtur maþallah diyeceðiz... Heeeey gidi günler heeeey efenim... Bir zamanlar Erbakan Hoca "Kadayýfýn altý kýzarýyor" demiþti ama sonra Kadayýfý yaktý gitti!.. Ne de olsa beceriksiz biriydi. Oysa onun yetiþtirdikleri hiçte öyle çýkmadýlar. Epeyce aylar alsa da, Kadayýfý Çankaya'nýn 864 rakýmlý tepesine kadar çýkardýlar... Bundan sonra bizi çok renkli günler bekliyor efenim... Ahanda bir kere dükkaný kapamak zorunda kalmýþ, üstelik 12 Eylül'deki gibi halkýn desteði arkasýnda olmayan askerimiz var. Bir kere dükkaný açmaya kalksalar, taþ gibi global bir dünya var yanýmýzda. O dünya ne diyecek: "Hiþþþþt generalim dükkanlar açýk kalmýýýýþ!" O yüzden dükkan bundan sonra hep kapalýdýr. O dükkandan alýþveriþ etmek isteyenler bence BÝM maðazalarýna gitsinler... Artýk her yerde "Helal Gýda" satan büyük hipermarketler var artýk, býrakýn o eski dükkanlarý efenim... CAMÝDE DÜÐÜN Bundan sonra "Helali hoþ olsun" günler bizi bekliyor... O yüzden bazýlarý Birinci Cumhuriyet'le hala helalleþmedilerse geç kaldýlar... Birincisi sizlere ömür... Bakýn geçen gün beni çok mutlu eden bir düðün haberi izledim televizyonda... Tatildeydim o sýrada... Þu tesettürlü tatil köylerinden birinde, merkeze oturmuþ müminlerle havuz duamýzý etmiþ televizyon izliyoruz. Br de baktým Bebek Camiinin imamý oðluna Bebek Camiinde düðün yapmýþ... O anda çevremdekilere "Ýþte" dedim, "Beyler, bakýn iþte Ýkinci Cumhuriyet bangýr bangýr geliyor kardeþim!.." Ýmam kardeþimizi caný gönülden kutluyorum... Etli pilavýn içinden kýz tarafýna takýlan birþeyler çýkmýþ mýdýr acaba merak ettim vallahi... Tebrik ediyorum... Camiide düðün pek yerinde, pek güzel bir þey... Yakýnda her þeyi camide yapmaya baþlarsak daha da güzel olmaz mý?.. Elin Hristiyaný yýllardýr Kilisede düðün yapýyor da biz biþey diyor muyuz kardeþim?.. Üstelik düðünün yapýldýðý camii Bebek gibi bir semtte, bu da çok güzel düþünülmüþ... Bu iþlere daha "bebek"ken baþlayacaksýn... Ahanda bu yeni dönemin ilk önemli hareketidir, bunun arkasý gelecek, göreceðiz... Hem sen bugün düðünü camide yaparsan, yarýn istemediðin bir bebek yaptýðýnda, bu bebeði camii avlusuna daha bir huþu içinde býrakabilirsin, di mi ama, bak bunu düþünen de yok... Bebeði cami avlusuna býrakýrken kulaðýna dersin ki: "Bak yavrucum iþte ahanda biz bu avluda evlenmiþtik, o yüzden burasý senin yerin sayýlýr, yabancýlýk çekmezsin..." Nasýl fikir ama?:. "ÇANKAYA 11. NOTERÝ" Çankaya tepesi bundan sonra huzur içinde olacak... Bakýn þu anda yurtta yaðmur yaðýyor... "Yaðmur yaðýyor, seller akýyor, Hayrünnisa haným Çankaya'dan bakýyor" demek geliyor coþkuyla içimden... Yok vetoymuþ, yok geri yollamýþ gibi þeyler görmeyeceðiz... Tayyip bey, takacak Gül beyi koluna her yerde birlikte olacaklar artýk... Ben nacizane olarak diyorum ki "Çankaya 11. Noteri" diye kapýya bir yazý yazýlsa da, þu geride kalan az sayýdaki laikler de hepten çatlasa!.. Noter olmak kötü biþey mi kardeþim?.. Sonunda ter var bu iþin, alýn teri... Efenim bir de þu Hayrünnisa hanýmýn baþýnýn baðlanma þekli ne kadar dert oldu medyaya... Yok Sophia Loren baþýymýþ, yok Atýl Kurt'muþ... Baktým bir densiz mizah dergisi, ismi lazým deðil, Hayrünnsa hanýma "Tavþan Kýz" þeklinde bir türban baðlamasý önermiþ... Bakýn þimdi yazýmýn en önemli lafýný ediyorum... Bunu bi yere yazýn... Kesin, saklayýn... Valla müthiþ bir laf buldum... Bold yazýyla diyorum ki: Kardeþim Çankaya'nýn baþý bir kere baðlandý siz daha neyi tartýþýyorsunuz yaaa!.. Hah hah haaa!.. Nasýl laf ama efenim... Ahanda ne de olsa artýk Çankaya'da GÜL'EN bir devir baþladý....Öylesine GÜL'EN bir devir ki bu ucu Amerika'ya, Fettullah GÜLEN' dek gidiyor... Bundan böyle hep GÜL'eceðiz... Somurtana helal gýda yok valla!.. Bazýlarý bu duruma ayak uyduramayýp hala buralarda "Gül'e Gül'e Türkiye" diye çizedursunlar, giden aslýnda onlar... Onlara "yürrrüüüü anca gidersin" demek gerekiyor ama bu bana düþmez, bu iþ için Baþbakanýmýz yetkili bayiidir biliyorsunuz... Efenim, biraz da tatilimden bahsedeyim... Dediðim gibi yýllýk iznimin bir bölümünü , birinci cumhuriyetin son haftasýna getirdiðim için, fýstýk gibi bir tatil oldu valla... Önce Ege'de bazýlarýnýn "Tesettürlü Tatil Köyü" dediði o tatil köylerinden birine gittim. Sonra da Akdeniz'de bir baþkasýna... Aman efenim... O ne huþu, o ne huma kuþu... Etrafý sarmýþ haþemalarýn çýkardýðý o výcýk výcýk sesin romantizmi ne müthiþti anlatamam... Üzerine haþemasý yapýþan hatun kiþiler siz siz olun sakýn mayo giymeyin, zira böylesi daha güzel... Sonra her havuz öncesi edilen "havuz duasý" müthiþ bir þey... Sabahlarý açýk büfedeki yiyeceklerin hepsinin "okunmuþ" olmasý da ne müthiþ bir uygulamaydý yarabbi... Denize girerken boynunuza asýlan içinde çeþitli dualarýn bulunduðu muska da harika...Mümin denize girip açýlýyor, boðulacaðý sýrada o muskanýn içindeki dualarý okumaya baþlýyor... Müthiþ bir hizmet... Sonra tatil köyünün plajýnda "Cankurtaran" deðil de bir imamýn olmasý, denize giren insanýn boðulmasý için ayrý bir atmosfer yaratýyor. Düþünün, imam cami kubbesi gibi yüksek bir yerde oturuyor ve size duasýný eksik etmiyor...Hem onun dualarý, hem de boynunuzdaki muskaya raðmen eðer boðulursanýz, yapacak biþey yok, takdir-i ilahi sonuçta... Týpký sularýn azalmasý, barajlarýn dolmamasýnýn takdir-ilahiden olmasý gibi... Sahi efenim...Ben yeni kabinenin Milli Eðitim bakanýna þunu önericem... Bundan böyle okullarda sýnýfýný baþarýyla geçen çocuklarýmýza "Takdir" deðil "Takdir-i Ýlahi" belgesi verseniz, ne güzel olur, di mi... Ýþte Cevahir Merkez farký budur efenim... Efenim, ahanda bir yazýmýzýn daha sonua geldik... Dediðim gibi Ýkinci Cumhuriyet'e 28 Aðustos 2007 itibarýyla girmiþ bulunuyoruz... Yýllardýr çeþitli sponsorlarla desteklenen bu büyük Ortadoðu projesi sonunda tamamlandý ve nihayete erdi... Mutluyuz, gururluyuz... Onlar erdi Çankaya'ya, biz çýkalým o halde Sophia Loren'leeee... Haftaya Çarþamba'ya dek kalýn Çankaya'nýzlaaaa!. YAYIN TARÝHÝ: Çarþamba, Aðustos 29, 2007 MUSA KART ÇÝZÝYOR Musa Kart'ýn 29 Aðustos Çarþamba günü Cumhuriyet'te çizdiði karikatür... ZAFER TEMOÇÝN ÇÝZÝYOR Zafer Temoçin'in 29 Aðustos Çarþamba günü Cumhuriyet'te çizdiði karikatür... - Aynaaaa aynaaaa söyle benden daha takiyeci bir kedi var mý bu dünyadaaaa?.. Latif Demirci'nin 29 Aðustos Çarþamba günü Hürriyet'te yayýnlanan karikatürü... ERCAN AKYOL ÇÝZÝYOR Ercan Akyol'un 29 Aðustos Çarþamba günü Milliyet'te çizdiði karikatür... YAYIN TARÝHÝ: Çarþamba, Aðustos 29, 2007 8 Aðustos 2007 Salý BU ENSE BÝZE NE GÖSTERÝYOR? - AKP patentli yeni Anayasayý hazýrlayan Prof. Bozburun, yeni Anayasa'da "Atatürk Ýlke ve Ýnkýlaplarý'nýn enseden nasýl alýnacaðýný bize gösteriyor!.. YAYIN TARÝHÝ: Salý, Aðustos 28, 2007 CÝHAN DEMÝRCÝ ÇÝZÝYOR MÝZAHHABER'ÝN NOTU: "GÜLÜNAYDIN TÜRKÝYE" nihayet Gül'üne erdin ve Cumhurbaþkanýný seçtin!.. Cumhur, sonunda baþkanýný buldu!. Uzlaþamadan, sadece iktidar partisinin oylarýyla seçilen, geçmiþi þaibe dolu, tarafsýz olmasý mucizeden de öte, biz mizahçýlara her an malzeme üretmeye hazýr bir Cumhurbaþkaný... 90'lý yýllarda "Bu Cumhuriyetin sonu geldi" diyen bir insan artýk Çankaya'nýn baþýndadýr. Sahi, bu dediklerine aynen katýlýyoruz... Böylesi bir ülke ve böylesi bir çoðunluk zihniyetinde bundan sonrasý da, bundan öncesinde olduðu gibi "Allaha" kalmýþtýr... Biz yazýp-çizmeye inatla devam edeceðiz... O halde GÜL'E GÜL'E TÜRKÝYE!.. YAYIN TARÝHÝ: Salý, Aðustos 28, 2007 SEVDAKAR ÇELÝK'ÝN ÇÝZGÝSÝYLE NAZIM HÝKMET Geçtiðimiz günlerde hem "Mizah ve Þiir" hem de "Lahmacun Mizah Öykü" adlý 2 ayrý blogu internette yayýna sokan Sevdakar Çelik'ten bizi mutlu eden bir mail aldýk. Onun "Bin Selam Olsun" sözlerine biz de baþka binleri ekliyoruz... Bu bloglardan Lahmacun Öykü'nün adresini size geçende iletirken sanýrýz bir yanlýþlýk olmuþ, mizah öykülerine yer veren bu blogun adresi þöyle: http://lahmacunmizah.blogspot.com YAYIN TARÝHÝ: Salý, Aðustos 28, 2007 LATÝF DEMÝRCÝ ÇÝZÝYOR Latif Demirci'nin 28 Aðustos Salý günü Hürriyet'te yayýnlanan karikatürü...
----------------------------------------------------------------------- VAHÝT AKÇA ÇÝZÝYOR
------------------------------------------------------------------------ "Bu ülke de sizinle birlikte gidiyor, GÜLE GÜLE CUMHURBAÞKANIM..."
------------------------------------------------------------------------- ERCAN AKYOL ÇÝZÝYOR Ercan Akyol'un 28 Aðustos Salý günü Milliyet'te yayýnlanan karikatürü... MÝZAH DOSTU BÝR GAZETECÝYÝ, ÞAKÝR SÜTER'Ý YÝTÝRDÝK! 2 yýldýr kanserle savaþan, son 16 gündür hastanede yatan Akþam gazetesi köþe yazarý, gazeteci Þakir Süter, bu sabaha karþý tedavi gördüðü Acýbadem hastanesinde, henüz 57 yaþýnda hayata veda etti... 1950 Bergama doðumlu olan Þakir Süter 1995'ten beri Akþam gazetesinde, mizaha da sýkça yer verdiði bir köþede yazýyordu. Ýþin ilginci gazeteciliðe de, 1970'de, 20 yaþýndayken Akþam gazetesinde muhabir olarak baþlamýþtý Þakir Süter, tabii o Akþam'la bugünkü Akþam sadece bir isim benzerliði taþýyor... Onun yazdýðý tarzdaki gazete köþeleri bizim basýnýmýzda uzun bir geleneðe sahiptir. Bugün Milliyet'te Melih Aþýk, Cumhuriyet'te de Deniz Som bu tarz köþe yapmayý sürdüren iki isim olarak karþýmýza çýkýyor. Bu tür köþeler okurdan beslenen, okurla yaþayan, okurla soluk alan köþelerdir... Bu tür köþelere epeyce emek vermiþ bir mizahçý olarak, benim için ayrý bir hüzün taþýyor Þakir aðabeyin kaybý... Köþesinde fýkralara, mizahi yazýlara, okur görüþlerine, okur yazýlarýna her gün yer veren bu anlamda çalýþtýðý gazetenin okura açýlan sesi olan Þakir Süter bu nitelikleriyle medyada kalan mizah ve mizahçý dostu son bir kaç isimden biriydi... Kaybý bu açýdan da önemli bir acý yaratýyor bizler için... Sevgili Þakir Süter, pek çok kez sesimize ses vermiþ, kitaplarýmýzý tanýtmýþ, yazýlarýmýzý kullanmýþ, hakkýmýzda güzelim yazýlar kaleme almýþ, medyada örneðine pek de rastlanmayan düzeyde duyarlýlýða sahip özel bir kalemdi. Sanýrýz o yüzden erkenden ayrýldý aramýzda. Malum, düzgün ve duyarlý adam olmak yaramýyor bu ülkede... Sadece erken gitmenizi saðlýyor ne yazýk ki... Bugüne dek yayýnlanmýþ 3 kitabý olan Þakir Süter son olarak "Fýkralar ve Fýkracýlar" adýyla bir yeni kitap hazýrlýyordu ama kitabýnýn basýlmýþ halini görmek ona kýsmet olmadý. Þakir Süter'in cenazesi Çarþamba günü Baðlarbaþý Ýlahiyat Fakültesi Camiinden kalkacak ve naaþý Çengelköy Mezarlýðýna defnedilecek... Süter ailesinin acýsýný paylaþýyor, sevgili Þakir Süter'i düzgün, nitelikli ve mizahsever bir gazeteci olarak UNUTMAYACAÐIZ diyoruz... MÝZAH HABER adýna Cihan Demirci -------------------------------------------------------------------------------- ÝLK TÜRK KARÝKATÜRCÜ ALÝ FUAD BEY'Ý BUNDAN TAM 88 YIL ÖNCE BUGÜN YÝTÝRMÝÞTÝK... Kendi tarihini pek bilmeyen bir toplumda yaþýyoruz. Hele hele mizah tarihimiz bu anlamda fazlasýyla bilinmez bir haldedir. Hakkýnda çok fazla bilgi sahibi olamadýðýmýz bir çizer olan ALÝ FUAD BEY, bundan tam 88 yýl önce 27 Aðustos 1919'da ölmüþtü..
Orhan Koloðlu'nun "Türkiye Karikatür Tarihi" adlý kitabýnda Ali Fuad Bey'e ayrýlan bölümden... Karikatürümüzle ilgili pek çok kaynakta ilk karikatürcümüz olarak Cemil Cem'in adý geçse de, bilgi olarak daha derinlere indiðiniz de karþýnýza ALÝ FUAD BEY çýkar... Cemil Cem, Türk karikatürünün kurucu çizeri sayýlabilir ama ilk çizeri deðildir. Ondan önce çizen ama belki de çok uzun bir süre karikatürcülük yapmadýðýndan arada kaynayýp gitmiþ bir isim Ali Fuad Bey... Orhan Koloðlu'nun 2005 yýlýnda yayýnladýðý "Türkiye Karikatür Tarihi" adlý kitapta onun 1869'da Basiret adlý gazetde muhabir olarak iþe baþladýðý yazýyor. 1874'te bir dergide "Ressam" olarak karþýmýza çýkan Ali Fuad bey'in çizgileri resmin ötesine geçmiþ karikatür denemeleridir aslýnda. Kahkaha ve Çaylak dergisine çizer olarak katkýda bulunan Ali Fuad bey, mizahýn Abdülhamid tarafýndan yasaklandýðý yýllarda Avrupa'ya sýðýnmak zorunda kalmýþ. 1908'de 2. Meþrutiyet ilan edilince tekrar dönüp Karagöz'ü çýkarmýþ, Sn.Koloðlu 1920'lerde yazsa da bizim çeþitli kaynaklarý tarayarak öðrendiðimize göre Ali Fuad Bey 27 Aðustos 1919'da ölmüþ... Hakkýnda çok az bilgi sahibi olabildiðimiz ilk "Türk" çizer aslýnda pek de ortalarda olmayan araþtýrmacýlarýmýz tarafýndan fena halde araþtýrýlmayý bekliyor, hem de tam 88 yýldýr...Sadece o mu, daha kaynayýp gitmiþ nice isim ayný durumda deðil mi?. . (Yazý: C.D.) YAYIN TARÝHÝ: Pazartesi, Aðustos 27, 2007 OÐUZ GÜREL ÇÝZÝYOR Oðuz Gürel'in karikatürüne bakýnca FEHMÝ KORU için biþeyler yazma gereði duyduk... Ne de olsa bu ülke onun gibileri hep KORU'du, yaþattý, büyüttü... "Boru mu bu be" diyenlere, bu zat gevrek gülüþlerle hep "Hayýr Koru bu" dedi... O yüzden hep korundu, kollandý... O aslýnda her helal taþýn altýndaki adam... Yýllarýn komplo ve senaryo yazarý... Þimdilerde en "Altýn" dönemini yaþýyor... Aldýðý altýnlar boynuna sýðmýyor!.. Her an her kanalda karþýnýza çýkabilecek bir tehlike o!.. Hangi kanalda, hangi programý yapacaðýný þaþýrmýþ bir halde... Bu denli koþuþturmaca içinde nasýl olduysa fýrsat bulup "Ýslami" ölçülerdeki o ince telli býyýðýný kesmiþ... Yýllardýr "TAKMA ÝSÝMLE"de yazagelen bu zatýn bizce BIYIÐI DA TAKMAYDI zaten!.. Ýslamcý medyada "Fehmi'ye bak, Abdullah'ýn yarýnýný gör" derler... 28 Aðustos Salý günü sonrasýnda hep birlikte göreceðiz Çankaya'mýzý!!!!.. YAYIN TARÝHÝ: Pazartesi, Aðustos 27, 2007 METÝN AKBULUT YAZIYOR... HELAL GIDAYA UYGUN ÝNEK ARANIYOR!
Ýmam nikahlý Müslüman inek anne ve mümin boða babadan Þaban ayýnda dünyaya gelen, Arapça ve Farsça’yý ailece ve/veya sülalece bilen, helal süt emmiþ, göz zinasý dahil hiçbir zina türüne adý karýþmamýþ, aðzýyla kuþ(ebabil) tutabilme deneyimine sahip, üç kuþak anti laik ailede dünyaya gelen, askerliðini mücahit olarak yapmýþ, en az bir kez hac, bir kez de umre görevini yerine getirmiþ, alkolle uzaktan yakýndan hiçbir iliþkisi olmamýþ, otlarýn en yeþiliyle, zemzem suyu ve aþureden baþka hiçbir þeyi aðzýna koymayan, domuz kelimesini yalnýzca gayri Müslimler ve kafirler için kullanan, din uðruna canýný seve seve besmeleli olarak kasaba vererek, müminlerin protein kazanmasýna katkýda bulunan, laiklerin, midesine oturup, sindirim zorluðu yaratan, hatta cehennemde bile laiklerin iki yakasýna yapýþarak, hakkýný helal etmeyecek olan, zikir ve Hu çekmekte deneyimli, namazýnda niyazýnda, besmelesiz aðzýndan bir lokma ot geçmemiþ, nur yüzlü, türban zulmüne karþý tavýr alabilen, yeþil sermayeden baþka kimsenin parasýný yememiþ, Hollanda’da dejenere olmuþ hemcinsleriyle hiçbir baðý bulunmayan, ABD ve BOP’la uyumlu hastalýklara karþý muskalý inek aranmaktadýr... GELÝN "HELAL SERMAYE" YÝ TANIYALIM... "HELAL SERMAYE" Taþrada doðmuþ, eðitim görmemiþ, muhafazakar paralý aileden gelen, ben halkýn içinden geldim ayaklarýnda yaþayan dini bütün iþ adamlarý tarafýndan laik cumhuriyetin yýkýlmasý amacýyla yeþil sermaye adý altýnda, tarikat destekli olarak, faiz haramdýr ideolojisiyle kurulan, Ýslam krallýklarý tarafýndan kadýnlarýn türban takmalarý karþýlýðýnda desteklenen, daha sonra ABD’nin demokratik katkýlarýyla faizsiz kazanç adý altýnda liberal ekonomiyi destekler hale gelen, Amerikalý’dan çok Amerikan’cý, rüzgarýn estiði yöne göre fikirleri deðiþen züppe, alkolik, dönek solcular tarafýndan nedense desteklenen, biraz zor da olsa ýlýmlý islamý, Bop’u benimseyen, alkol kullanmayan, islamcý-amerikancý, anti laik, liberal gençler yetiþtirip, bürokrasinin önemli yerlerini ele geçirmek amacýyla kurulmuþ bir cemaattir...
Sefer Selvi'nin 26 Aðustos Pazar günü Evrensel'de yayýnlanan karikatürü...
----------------------------------------------------------------- MÝZAHHABER'DEN GÜNÜN SORUSU "Ya Sev Ya Terk Et" gibi sloganlarý pek seven bir zihniyet, meclise girerek Gül'ün Cumhurbaþkaný olmasýný 28 Aðustos Salý günü saðlamak üzere. Eh Baþbakan RTE de, "Ülkeden çekip gidin" diyerek, Gül'ün Cumhurbaþkanlýðýný saðlayan bu zihniyete bir þekilde teþekkür etmiþ olmuyor mu?.. Ne dersiniz?.. (C.D.) ----------------------------------------------------------------------- MUSA KART ÇÝZÝYOR AKP'NÝN GÜNDEMÝNDE HELAL ÜRÜN SERTÝFÝKASI VAR Musa Kart'ýn 26 Aðustos Pazar günü Cumhuriyet'te çizdiði karikatür... ERCAN AKYOL ÇÝZÝYOR
Ercan Akyol'un 26 Aðustos Pazar günü Cumhuriyet'te çýkan karikatürü... MUSTAFA BÝLGÝN ÇÝZÝYOR Mustafa Bilgin'in 26 Aðustos Pazar günü Cumhuriyet'te çizdiði karikatür... RAÞÝT YAKALI ÇÝZÝYOR Cihan Demirci, MÝZAHHABER için Türk Karikatürünün en sessiz, en mütevazý, en bilinmeyen, en sakin ustasý Bülent Düzgit'le ilgili bir araþtýrma yaptý ve yazý hazýrladý. Bugün sizlere o araþtýrmayý ve yazýyý sunuyoruz... Hürriyet'ten bir "Bülent Çiziyor"... Son günlerde HÜRRÝYET gazetesinde büyük fýrtýnalar yaþanýyor malumunuz... Gazetenin 22 yýllýk köþe yazarý Emin Çölaþan'ýn faþizan bir iktidar baskýsýyla gazeteden atýlmasýndan sonra Hürriyet 75 binleri bile bulan bir tiraj düþüþü yaþadý. Ancak tepetaklak giden "Büyük Gazete" Hürriyet'i gene Baþbakan kurtardý diyebiliriz. Zira tam da o düþüþ günlerinde Baþbakan RTE'nin gazetenin topun aðzýndaki diðer "muhalif" kalemi Bekir Coþkun'u ülkeden kovmaya kalkmasý ve Hürriyet'in de bundan yararlanarak Bekir Coþkun'un arkasýnda durur gibi birinci sayfadan, manþetten haberler yapmasý, düþen tirajý biraz olsun geri getirdi... Sanki Baþbakan RTE, Aydýn Doðan'ýn kendisine sunduðu "Çölaþan" armaðanýna karþý bir jest yaparak bu sözleri söylemiþ ve Hürriyet'te bu sözlerin gazýyla düþen itibarýný onarmaya çalýþmýþtý. Ýþte tüm bu fýrtýnanýn, gürültü-patýrtýnýn dýþýnda, uzun yýllardýr sessiz-sedasýz iþini yapan biri var bu gazetede. Pek çok Hürriyet okurunun hala soyadýný bile bilmediði bir çizer bu... Gazetenin orta sayfasýnýn sað tarafýnda kim yazarsa o da o köþenin üstünde karikatürünü çiziyor sessiz-sedasýz. Ama öylesine sessiz-sedasýz ki, kendisiyle konuþmaya kalksanýz gene aðzýndan pek bir þey çýkmayacaðý çok açýk. Çünkü ben bunu yýllar önce bir kaç kere denemiþtim. Karikatürcü adam bu kadar da sessiz olur mu diye insaný þaþýrtan bu çizer aslýnda bir büyük karikatür ustasý... Yýllardýr çalýþtýðý gazete, belki de onun bu aþýrý mütevazý ve aþýrý sessiz halinden etkilenip, onu daha fazla es geçse de, onu bilenler biliyor, sanýrýz bu da ona yetiyor...
Bu isim: BÜLENT DÜZGÝT... Bülent Düzgit yýllarca Çarþaf dergisinin en güzel kapaklarýný çizdi... "BÜLENT ÇÝZÝYOR" AMA KÝMSE BÝLMÝYOR! Ýzleyenlerin iyi bildiði gibi size MÝZAHHABER'de günlük gazetelerimizde karikatür çizen arkadaþlarýmýzýn karikatürlerinden örnekler sunuyoruz her gün...Ýlk günden beri aslýnda Bülent Düzgit'ten de örnekler sunmak istiyor ama yapamýyoruz. Buna daha önce de bir küçük yazýda deðinmiþ, hatta bu yazýyý okuyan sevgili Raþit Yakalý aðabeyimiz bize Bodrum'dan ulaþmýþtý. Neden kullanamadýðýmýza gelince, örneðin birinci sayfa çizeri Latif Demirci'nin karikatürünü internet ortamýnda kullanýlacak bir taramayla sayfasýna koyan Hürriyet, ayný þeyi Bülent Düzgit için yapmýyor. Bülent Düzgit gibi bir çizgi devinin karikatürleri o kadar düþük çözünürlükle taranmýþ konuyor ki, kullanmamak ona saygý göstermek demek. Çünkü 20 kb. gibi bir güçle konmuþ karikatürlerdeki çizgiler öylesine ölmüþ ve öylesine titrek ve öylesine deðerinden uzak ki... Size titrek olmayan bir örnek karikatürü güçlükle bulabildik ve en üstte kullandýk. Bu da büyüklüðü gazete reklamlarýnda kalmýþ Hürriyet'in ayýbý. Ama biraz da bu iþlerden çok uzakta kalýp, sadece çizerek yaþayan bir çizgi devinin o aþýrý sessiz halinin sonuçlarý belki de... Bülent Düzgit çizgisiyle bir Demirel-Özal kapaðý daha... ÇARÞAF YILLARI... Hayatýmda ilk karikatür götürdüðüm dergi Çarþaf dergisi olmuþtu. Tarih: 31 Aralýk 1977 idi. O gün dergiye giderken tanýþmak için aklýma koyduðum çizerlerin arasýnda yer alýyordu Bülent Düzgit. Ýlk hafta karikatürlerime bakan Mahmut Karatoprak usta olmuþtu ama 1978'in Ocak ayýnda dileðime erip, Bülent aðabeye de karikatürlerimi gösterebilmiþtim. Öylesine sessiz, öylesine mahçup bir insandý ki, zaten benim de o dönemler aþýrý utangaç halim nedeniyle bir süre sadece karikatürlere bakakalmýþtýk anýmsadýðým kadarýyla... Aðzýndan pek laf çýktýðýný gene anýmsamýyorum, daha sonralarý da pek anýmsamayacaðým gibi... Sonralarý Çarþaf'a her gittiðimde gözlerim onun masasýna takýlýyor, çaktýrmadan masasýnýn yanýna yaklaþýp, onu bir kuyumcu titizliðiyle çalýþýrken, özellikle de karikatürleri ekolin denen o harika boyayla renklendirirken izliyordum. Ekolin'i kullanmayý, bu þekilde onu bir ajan gibi izlerken ondan öðrendim diyebilirim. Günümüzde karikatür renklendirmesinde her yaný doðal olarak Photoshop sarmýþ olsa da, ben hala o güzelim Ekolinlerle karikatür renklendirmeyi seviyorum doðrusu...Her ekolin kapaðýný açýþýmda aklýma Bülent Düzgit'li o Çarþaf yýllarý geliyor nedense... Bülent Düzgit'ten orjinali Cihan Demirci'de bulunan bir 1 Mayýs kapaðý, orjinal renkleri çok daha nefis tabii ki... HAYATI BÝR DERGÝ VE BÝR GAZETE!. Bülent Düzgit'in hayatýný kýsaca yazýn derlerse biz sadece iki sözcükle yetinebiliriz aslýnda. Onlar; ÇARÞAF ve HÜRRÝYET sözcükleridir. Çünkü 1947 Ýstanbul doðumlu olan bu sessiz ustanýn hayatýnýn yarýsýndan çoðu bu iki yayýn kuruluþunda geçmiþtir. Ticaret Lisesini bitirdikten sonra Yüksek Ticaret okurken kanýna giren karikatür yüzünden yüksek öðrenimini pek çok karikatürcü gibi yarýda býrakan Bülent Düzgit, önce Pardon mizah dergisinde çalýþmýþ. Sonrasýnda o dönemlerin müthiþ dergisi Hayat'ta hem karikatürcü, hem de illüstratör olarak çýkmýþ okurlarýn karþýsýna. Bunun dýþýnda hayatý Çarþaf mizah dergisi ve onun kapanmasýnýn ardýndan da Hürriyet'te geçmiþ bugüne dek... Bülent Düzgit çizgi gücü olarak Türk karikatürünün aslýnda en kývrak bileðe sahip çizerlerindendir. Çarþaf'ýn renkli bir dergi olmasý onun renk ustasý haline gelmesinde büyük etken olmuþtur. Bir dönemler dünyanýn en etkili dergisi MAD'in Amerikalý çizerleri, Türk çizerlerinin beslendiði, ilham aldýðý çok önemli bir kaynak olmuþtu. Herkes o dergiden bir çizerin çizgisini benimsemiþ, o çizgiden yola çýkýp, sonuçta bambaþka çizgilere ulaþmýþtý. Bülent Düzgit'in etkilendiði isim ise Mort Drucker olmuþtu o yýllarda. Ama gerek Çarþaf'ýn, gerek Gýrgýr'ýn en önemli çizerleri o yýllarda kendilerine hep bir örnek çizer seçerdi. Bülent Düzgit Çarþaf'ta birbirinden güzel kapaklarýn ve iç sayfa karikatürlerinin yaný sýra çizgi öyküler de çizdi...Onun çizgideki ustalýðýný da onun ardýndan gelen baþka genç çizerler kendilerine örnek aldýlar... Esprisi Ergin Gülen'e ait, bir Bülent Düzgit kapaðý daha... O ÇALIÞTIÐI GAZETEDEN BÝR YAÞ BÜYÜKTÜR! Kendisi de bir karikatürcü-yayýncý olan Sedat Simavi'nin sahibi ve kurucusu olduðu Hürriyet gazetesi 1948'de çýkmýþtýr. Yani bugün 59 yaþýndadýr. Bugün o gazetenin iki karikatürcüsünden biri olan Bülent Düzgit ise gazetesinden fiziksel olarak da daha BÜYÜKTÜR... Çünkü o Hürriyet'ten 1 yýl önce, 1947'de doðmuþtur ve bugün tam 60 yaþýndadýr. Bir zamanlar Çarþaf'ýn o altýn yýllarýnda arkadaþlarýnýn "Doktor" lakabýyla çaðýrdýðý Bülent aðabeyle son olarak 2003 yýlý Ocak ayýnda Hürriyet'in verdiði "Mizahýmýzýn Devleri" adlý özel ek nedeniyle Hürriyet'e gittiðimde karþýlaþmýþ, her zaman olduðu gibi beþ kelimeyi pek geçmeyen sohbetimizi yapmýþtým. Uzun zamandýr "Damdaki Mizahçý" adlý kiþisel blogumda onunla ilgili bir yazý yazmak istiyordum. Ama bu küçük araþtýrmayý ve yazýyý yayýnlama önceliði MÝZAHHABER'e kýsmet oldu sonunda... Bir sürü þey araya girince bu yazýda uzadý da uzadý. Ancak ilginç ve acý olan onunla ilgili biraz bilgi edinmek için internette uzun uzun dolandýðýmda, bugüne dek onun hakkýnda sadece ve sadece bir tek ismin, "DÝKKATE DEÐER" bir yazý yazdýðýný gördüm, biraz da üzülerek... Ama onun hakkýnda, bu dikkate deðer yazýyý yazan isim öylesine önemli bir isimdi ki, her þeye deðerdi bence... Bir zamanlar GIRGIR'ýn en güçlü olduðu ve satýþ rekorlarý kýrdýðý dönemde en önemli rakiplerinden biri olan ÇARÞAF'ýn hem kapak çizeri, hem de en aðýr toplarýndan biri olan BÜLENT DÜZGÝT hakkýndaki bu yazýyý sevgili OÐUZ ARAL ustamýz yazmýþtý... 2002 yýlýnda Hürriyet'in verdiði "HÜRPORTRELER" ekinde onunla o dönemlerde ayný gazetede çalýþan Oðuz Aral, Bülent Düzgit'i anlatmýþtý... Sizlere o güzelim yazýyý sunmadan önce gene araþtýrmalarým sýrasýnda karþýma çýkan bir yazýdan bahsedeceðim... Bakýn bugünlere de ne kadar uygun bir Bilent Düzgit kapaðý daha... ATÝLA ÖZER'ÝN SORUSU Bakýn Türk karikatürüne yýllarýný vermiþ, þimdilerde Eskiþehir'de bulunan Karikatür Müzesinin müdürlüðünü de yapan karikatürist Prof. Atila Özer, 21 Haziran 2004 tarihinde, Hürriyet gazetesinin "Okur Temislcisine Mektuplar" bölümüne bir okur olarak mektup yollamýþ... O mektubunda "Hürriyet Gazetesi’nin karikatürle ilgilenen eski bir okuyucusu olarak bazý sorunlarý yazmak istedim" diyor ve bir kaç soru soruyor. Bu sorulardan sonuncusu da Bülent Düzgit'le ilgili... Þöyle diyor Atila Özer: " ‘Bülent Çiziyor’ baþlýklý karikatürlerde Bülent Bey imza kullanmýyor. Soyadýný ben biliyorum ama çoðu kimse bilmez. Acaba kendisi mi böyle istiyor, yoksa gazete yöneticileri mi?.." 2004 yýlýnda gazetenin okur temsilcisi olan Doðan Satmýþ bu soruya þöyle yanýt vermiþ: "Karikatürist Bülent Düzgit, ‘Soyadýmý kendi isteðimle kullanmýyorum. Benim imzam Bülent’ dedi..." Çarþaf'ýn 17 Aralýk 1980 tarihli bu 6. yaþ kapaðý da Bülent Düzgit çizgisi taþýyor... OÐUZ ARAL'IN "BÜLENT DÜZGÝT" YAZISI Þimdi gelelim OÐUZ ARAL ustanýn, aslýnda 1997'de Hürriyet'te yazdýðý ama yeni eklemelerle 2002'de Hürriyet'in verdiði "Hürportreler" ekinde yeniden kaleme aldýðý BÜLENT DÜZGÝT yazýsýna... Hem terbiyeli, hem masum hem de karikatürcü! Sedat Nuri, Cemal Nadir, Sururi gibi eski ustalarýn günümüzdeki izdüþümü. Hem yeni bir çizgi diline, hem de eski bir Ýstanbul çelebisinin birikimine sahip olmak zordur. Bülent'in karikatür sanatýndaki baþarýsý iþte burada! Haberi Yalçýn Pekþen'in yazýsýndan öðrendim; Allah'ým, Bülent Düzgit açýk kalp ameliyatý olmuþ. Açýk kalp ameliyatý ne demek? Ýnsanýn göðsünü kesip-yarýp kalbini ellerine alýyorlar. Sonra da (ellerine saðlýk) yontup-biçip yerine takýyorlar. Halký haberlendirme iddiasýnda olan biz gazeteciler, artýk ayný gazetede çalýþan arkadaþlarýmýzýn hastalýk haberlerini bile yine gazetelerden öðrenmeye baþladýk. Eskiden birimiz nezle olsa, nezlesi gazetenin yarýsýna geçerdi. Çünkü burun buruna çalýþýrdýk. Ama þimdi Bülent, bu yeni moda lüks otel azmaný Medya Towers dedikleri Hürriyet Gazetesi'nin üçüncü katýnda çalýþýyor, bense beþinci katýnda... Yani birimiz Madagaskar'da oturuyor, diðerimiz Sicilya'da. Karikatür denen bu yeni dünya sanatýnda karikatürcü dediðin adam biraz mel'un olmalý. Isýrdý mý koparmasa bile, can yakmalý diye bilinir. Hatta punduna getirirse belden aþaðý vurmalý ve yan hakeme çaktýrmamalý... Ama Bülent Düzgit, sýmsýcak çizgisi ve keyifli espri dünyasýyla ‘‘Latifenin latif olduðu’’ bir dünyanýn belki de son örneði. Usta deseninden gelen rahat ve sevimli çizgisiyle en sivri eleþtiriyi yaparken bile insana olan sevgisini kaybetmeyen son bir örnek! Eleþtirdiði kiþiyi bile seviyor sanki... Yani Sedat Nuri, Cemal Nadir, Sururi gibi eski ustalarýmýzýn günümüzdeki izdüþümü. Hem yeni bir çizgi diline, hem de eski bir Ýstanbul çelebisinin birikimine sahip olmak ah ne zordur bir bilseniz. Bülent'in karikatür sanatýndaki baþarýsý iþte burada! * Bülent Düzgit'in Türk karikatüründeki deðeri yeterince vurgulanmadý. Ýlk nedeni, Bülent'in sessiz sedasýz, alçakgönüllü, reklamsýz, propagandasýz, mahçup kiþiliðidir. Ortalýkta asla görünmez. Ýkincisi de Hürriyet'te çiziyor olmasýdýr. Hürriyet, her konuda yenilikçi ve atýlýmcýdýr. Ama karikatür konusunda tutucudur. Bir kedi fotoðrafýna çeyrek sayfa ya da koca harflerle dizilmiþ bir baþlýða yarým sayfa yer ayýrabilir. Ama bir karikatürün ölçüsü bir ya da iki kibrit kutusu boyutlarýný geçemez. Ýþte Bülent gibi bir usta yýllardýr o boyutlar içinde hapistir. * Yukarýdaki satýrlarý tam beþ yýl önce yazmýþým. Üstelik Hürriyet'te de yayýmlanmýþ. Yazdýklarýma bugün yeniden bir göz attým. Gazetede Bülent için deðiþen hiçbir þey yok. Ama Bülent'te de deðiþen hiçbir þey yok. O muhteþem deseniyle niçin yarým sayfa panorama karikatürler çizmediðini, güzelim esprilerini halktan niye sakladýðýný, bunun için gazete içinde savaþým vermesi gerektiðini her zamanki saldýrgan gevezeliðimle hababam anlatýp duruyorum. O, duru mavi gözlerini önündeki kaleme dikiyor ve mahcubiyetten yanaklarý daha da pembeleþiyor. Lafa baþladýðýmdan yarým saat sonra nihayet aðzýndan bir cümle çýkýyor. ‘‘Haklýsýnýz ama, ben böylesini de seviyorum aðabey.’’Düþünebiliyor musunuz, en az yirmi yýllýk dostluðumuz var ve bana hala ‘‘Siz’’ diyor. * Bülent'in uykusunun en tatlý yerinde açýk býraktýðý yatak odasýnýn penceresinden tam tekerlek ve pýrýl pýrýl bir mehtap yükseldi. Mavi-beyaz ýþýltýsý, Bülent'in çocuksu ve masum ifadeli yüzüne vurdu. Sonra da Bülent'in köpek diþleri uzadý. Yüzünde ve vücudunda kara kýllar çýkmaya baþladý. Mavi gözleri sarýya dönüþtü ve aya doðru bir kurt ulumasý koparýp açýk duran pencereden sokaða atladý. Siz bir insanýn hem iyi kalpli, hem terbiyeli, hem masum ve hem de KARÝKATÜRCÜ olabileceðine inanýyor musunuz yoksa? ***** Evet, sevgili Oðuz Aral ustanýn Bülent DÜZGÝT yazýsý böyle bitiyor... Oðuz aðabey aslýnda Bülent Düzgit'le ilgili her þeyi çok güzel özetliyor... Onun da dediði Bülent Düzgit hem iyi kalpli, hem terbiyeli, hem masum, hem de iyi bir karikatürcü... Gazetesi HÜRRÝYET onun deðerinin pek farkýnda olmasa da, her gün Mehmet.Y. Yýlmaz'ýn köþesinin üstünde "BÜLENT ÇÝZÝYOR" diyerek çizdiði karikatürleri internet ortamýna en düþük çözünürlükle koysa da Bülent Düzgit Türk karikatür tarihine imzasýný atmýþ bulunuyor. Bu yazýyý hazýrlarken bir ara Bülent abiye mail yolladým ama yanýt alamadým, sanýrým internetle de arasý pek yok, telefonla konuþsam mý diye düþündüm ama onu iyi tanýdýðým için, pek de bir þey anlatmayacaðýný bildiðim için, bize çok þeyler anlatarak aramýzdan giden büyük usta Oðuz Aral'a, yazarlýðýma, belleðime ve mizah arþivime sýðýndým sonuçta... Bu yazýyý Bodrum'dan dört gözle bekleyen Raþit Yakalý abime de yazýdaki gecikmeden ötürü kusuruma bakma diyorum... Türk karikatürünün bu mütevazý, bu alçak gönüllü, bu sessiz-sedasýz devi BÜLENT DÜZGÝT'e ben de buradan sesli mi sesli bir alkýþ yolluyorum hepiniz adýna, 60 yaþýndaki bu büyük ustaya daha nice yýllar ve nice karikatürler diliyorum... Cihan Demirci-MÝZAHHABER 25 Aðustos 2007 ZAFER TEMOÇÝN ÇÝZÝYOR Zafer Temoçin'in 25 Aðustos Cumartesi günü Cumhuriyet'te çizdiði karikatür... ERCAN AKYOL ÇÝZÝYOR Ercan Akyol'un 25 Aðustos Cumartesi günü Milliyet'te çizdiði karikatür... MUSTAFA BÝLGÝN ÇÝZÝYOR Mustafa Bilgin'in 25 Aðustos Cumartesi günü Cumhuriyet'te çizdiði karikatür... - Az kaldý, 28 Aðustos Salý günü, üçüncü turda mideme indiricem seni ey balýk efendi!.. GÜNÜN SORUSU: - Tarih Kurumu baþkaný Halaçoðlu'nun günlerdir yaptýðý toplumu daha da bölücü, abuk-subuk, ýrkçý açýklamalarla, Baþbakan RTE'nin kendi gibi düþünmeyeni ülkeden kovmasý ve kendi yaþam tarzýný dayatmasý arda arda gelince biz bu durumu nasýl tanýmlayabiliriz?.. YANIT: Doðru yanýt; bu iki görüþün toplamýna "TÜRK-ÝSLAM SENTEZÝ" denir olacaktý!.. SEFER SELVÝ ÇÝZÝYOR Tam da yukardaki soruyu sorduktan ve yayýnladýktan sonra Evrensel gazetesinde (23 Aðustos 2007) Sefer Selvi'nin bu güzel karikatürüne denk geldik. Sanki yukarda sorduðumuz günün sorusu için çizilmiþ. Evet Türk-Ýslam bir sentez olarak "FAÞÝZM" elbisesi altýnda karþýmýzdadýr. Daha da karanlýk günler çok yakýnda!!!!
Konu Ayþenur KILIÇ tarafýndan (23-Haziran-2010 Saat 14:22 ) deðiþtirilmiþtir.
|