Yeni
Zelanda: doğaseverlerin gönlündeki cennet
İki güzelin Pasifik okyanusundaki ebedi randevusu: Muhtemelen dünyada en çok doğa mucizesinin bir arada bulunduğu Kuzey ve Güney Adaları insanı baştan çıkarıyor. Bunu ilk elden deneyimlemiş yazarımıza göre, adalar buradaki sempatik insan mizacının da mimarı
Yeni Zelanda'yı anlamak için Barney Rielly gibi insanlarla tanışmak gerek. Erkeklerin kahvaltıda çiğ biftek yediği ve kadınların atları bir hamlede kaldırabildikleri Güney Adasının rüzgârlı güney kesiminde yer alan Central Otago bölgesindeyiz. Çorak doğanın orta yerindeki taşlı arazide korkuluk misali sakallı bir adam dikiliyor karşınıza. Çarpık bacaklı, afacan bakışlı bu adam, masallardan fırlamış aksi sesli bir cüce gibi konuşuyor ve sinir bozucu bir şekilde gülüyor: He he he...
Barney yaşamını sıvacılık yaparak kazanıyor, kendine ait bir şirketi var. Ayrıca sosyal hizmet görevlisi olarak çalışıyor ve "sorunlu ailelerden" gelen gençlerin iş bulmasına yardımcı oluyor. Altı yıldır, bir gün televizyonda yayınlatabileceğini umduğu bir komedi şovu üzerinde çalışıyor. Yetmiyormuş gibi, 66 yaşındaki bu adam turistlere yönelik bir bisiklet turu geliştirmeyi tasarlıyor. "Hayal kurmazsan" diyor Barney, "sebzeden farkın kalmaz".
Ülkede Barney gibi pek çok insan yaşıyor. Pragmatizme, macera ve öncülük ruhuna meyilli, dahası nevi şahsına münhasır tipler bunlar. Hayal etmekten ve hayattan sakınmayan insanlar.
yeni Zelanda'da insanlardan hayata deneysel bir yaklaşımla atılması bekleniyor. Örneğin bir çevre mühendisinin şarap üretimine girmesi, ardından sistem analisti olarak çalışması ve nihayetinde ekolojik keçi peyniri üretmesi. Üstelik bunların tamamını keyif ve tutkuyla yapması.
Yazı: Ingo Petz