Bu paylaşım seymanur95
nickli üyemize ait olup konu internette düzenlenen bir yarışmada birincilik almıştır,kendisini tebrik ediyoruz.... Doğa bozulursa yaşar mısın?
Doğa, bütün canlıların üzerinde barındığı, hayatın bizlere armağan ettiği en büyük hediyedir. İnsanların hayvanların, bitkilerin, böceklerin ve daha bizim bilip bilmediğimiz birçok canlının barındığı yerdir doğa! Her şeyin en iyisine, en güzeline sahip olmak ister insanlar. Peki ya bizlere en iyisi verilmişken niçin o güzelliğe ihanet ediyoruz?
Bütün insanlık bir an düşünse geleceği, o olmadan yaşayacağı sıkıntıları! Zarar verir miydi hiç o güzelim yaratılış harikasına?
Bizler nasıl nefes alırız? Nelerden faydalanırız oksijenimizin temizlenmesinde? Her birimiz bunun cevabını elbette biliyoruz:
AĞAÇLAR. Peki, ağaçlar neyin parçasıdır, neyin bir bütünüdür? Cevap yine çok açık:
''DOĞA''nın.
Geçmişten günümüze kadar insanlık, yine
doğa sayesinde ilerledi. Hayvanlarını otlattılar, barındılar. Yiyeceklerimizi doğadan karşılamadık mı? Peki ya canlıların en büyük ihtiyacı olan su isteğimizi nasıl giderdik? Yine ve yine doğamızdaki göllerimiz, nehirlerimizden karşılamadık mı bu ihtiyacımızı? Orada tanımadık mı bu güzel nimeti?
İnsanlık yaşamayı doğadan öğrendi ve ondan karşıladı. Topraktan bize verilen o mahsullerin her biri doğamızın eseri değil miydi? İşte bizler böyle şeyleri bir an için düşünsek yaptığımız hatanın farkına varabiliriz. Doğa birçok canlının yaşam alanıdır. Onlara verilen değerlerimiz nerededir?
Günümüzde, görüldüğü gibi ormanlarımızın içinden yollar yapılıyor, ağaçlarımız kesiliyor binalar, gökdelenler dikiliyor. Bizler, bunlara bir dur demeden seyirci kalmakla yetiniyoruz. O beton yığını evlerimizden dışarı çıkmıyoruz. Gerekirse evlerimizin içindeki yapay ''ormanlarla'' kendimizi avutmaya çalışıyoruz!
Bunlar bizlere belki şimdi normal geliyor, fakat geleceği de düşünmeliyiz! Unutmamalıyız ki bu yaşamın bir de geleceği vardır. Evlerimiz ufak bir sarsıntı ile yerle bir olabilir; ama doğamız öyle mi? Tam aksi bizleri felaketlerden koruyan doğamız değil midir? Örnek verecek olursak toprak kayması (erozyon) ağaçlarımız sayesinde, doğamız sayesinde engellenen bir olaydır.
Bizler ağaçlarımızı kesersek bu tür olayların artışı görülür. Yaratan Allah'ımız doğayı bizlere sunarken, her şeyi yerli yerinde yaratmıştır. İnsanlığın doğa üzerinde yarattığı bu olumsuz etki, bizler üzerinde de olumsuz etkiler bırakacaktır, bunun da farkına varmalıyız!
Zenginleşmek ve daha çok lüks tüketebilmek en büyük tutkumuz para, artık bir araç değil, yaşam amacımız!
Bugün içtiğimiz suyu veren akarsuları, barajlara ve daha çok elektriğe; soluduğumuz havayı veren ormanları, konutlara ve otoyollara; karnımızı doyuran toprağı, endüstri bölgelerine tercih ediyoruz. Yaşamın esas kaynağının ne olduğunu tümüyle unutmuş gibiyiz. Bu, yaşamımızı sürdürürken elimizdekileri tüketecek ve başka arayışlar içine gireceğiz.
Çevremizde, doğamızın bizlere bahşettiklerini göz önünde bulundurmalıyız. Doğanın bizler için nasıl bir düzen içerisinde yaratıldığını unutmayarak, ona her zaman sahip çıkmalıyız. Bizlerin yaşaması paraya bağlı değil, doğal yaşamdadır! Huzursuzluk, bir toplumun yok oluşunun en önemli kaynağıdır.
Bizler kendi elimizle bu olaya ortaklık etmemeli kendi huzurumuzu kaçırmamalıyız! Doğal yaşantımızın yok olması demek, diğer canlıların soylarının tükenişinin ardından, bizlerin de tükenmesi demektir.
Doğa demek, canlı demektir. Doğada dengesizlik ise
CANLILARIN YOK OLUŞU demektir. Sonumuzun gelmesini istemiyorsak, bize verilen bu emanete sahip çıkmalıyız...