Arkadaşlar, 10 kasım 2011 tarihinde M.Kemal Atatürk'ü anma ve anlama etkinlikleri çerçevesinde konuşmayı ben yapıyorum, Mahir öğretmenim ve aşkk'ın katkılarıyla bir metin ortaya çıkarmaya çalıştım, burdan teşekkür etmek istiyorum her ikisine de.. O BÜYÜK DAHİ..
Bugün burada, milletçe varlığımızı borçlu olduğumuz, tarih yazan, tarihin yazdığı gelmiş geçmiş en büyük lideri Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün aramızdan ayrılışının 73.yılında onu anmak ve
anlamak için toplanmış bulunuyoruz. Bugün burada, bu bayrağın altındaysak şunu unutmayın ki birileri nefesini kaybettiği içindir..
Kurtuluş savaşı kazanılınca İngiliz Parlementosu toplandı. İngiliz Muhalefet parti lideri McDonald kürsüye geldi ve ‘’nerede başbakan Loyd George bize ne söz verdi, netice ne oldu? Hani boğazlar bizim olacaktı, Anadolu paylaşılacaktı! Hiçbiri olmadığına göre bunun hesabını versin.’’ Dediği zaman başbakan L.George kürsüye geldi. ‘’Arkadaşlar yüzyıllar pek nadir dahi yetiştirir, şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dahiyi Türkler yetiştirdi. M.Kemal’in dehasına karşı elden ne gelir ki diyerek istifasını sundu.
Değerli arkadaşlarım sevgili gençlerim; Atatürk’ün askeri dehasını dost düşman kabul ediyor. Atatürk askerdi. Savaş sanatının tüm ustalıklarını uyguladı. Fakat savaş zorunlu ve hayati olmalıdır değilse, cinayettir derdi. Asker M.Kemal’i hepimiz tanıyoruz, ya başka yönleri..
M.Kemal sahibi olduğu tüm mal varlığını devlet hazinesine bağışladı. TBMM’nin teşekkür bildirisine ‘’sözkonusu olan hediyenin asıl vermeyi düşündüğüm hediye karşısında bir önemi yoktur. Ben gerektiği zaman en büyük hediyem olmak üzere Türk milletine canımı vereceğim diyerek millet sevgisini göstermiştir.
Fransız düşünür Duhmel, Atatürk’ün liderlik ve inkılapçı kişiliğini şöyle değerlendiriyor, ‘’Atatürk, Türklerin atası, girişimi ve umutlarının gürültüsüyle ortalığı ayağa kaldırmadan çalıştı. İnsana şaşkınlık veren eserleri İngiliz, Fransız yada Rus inkılapçılarının eserlerine hiçbir bakımdan benzemez. Bu ülkelerden hiçbir dile, yazıya dokunabilmeyi akıllarının ucundan bile geçirmemiştir. Dünyadaki liderler liderlik ettikleri ulusu bilim felsefesi, düşünce yöntemi, kısaca alın yazısını değiştirme yoluna götürmeye kalkışamadılar. M.Kemal bunu yapan ve büyük bir başarıyla sonuca vardıran eşsiz liderdir. Kendilerine lider arayanlara en sağlam adrestir bu.
İngiliz kültür tarihçisi Arnold Tombi’ye göre ‘’Öyle düşünün ki batı dünyamızda Rönesans, reform, 17.yüzyıl sonunun bilimsel ve kültürel ihtilali, Fransız ihtilali.. Bunların hepsi bir insan ömrüne sığdırılmış olsun. Bunlar kanunla zorunlu kılınsın, işte Atatürk 1920 ile 1930 yılları arasında bu kadar kısa süre içinde ve hiçbir ülkede uygulanması en ihtilalci programı gerçekleştirmiştir.’’ Bu ifadeler onun ne kadar yenilikçi olduğunu göstermez mi?
Değerli arkadaşlar, sevgili gençlerim; Atatürk’ü anlatmaya çalışıyoruz.. Ne kadar büyük bir yükün altında olduğumuzu biliyoruz. O’nu kelimelerle ifade etmek o kadar zor ki.. O’nun büyüklüğü karşısında kelimeler o kadar küçük kalıyor ki..
-Mustafa Kemal’i düşünebilmek, M.Kemaller olabilmektir. Tek bir vücut olup yürekte, beyinde en önemlisi ecdadımızın kanıyla sulanmış vatan toprağında, özgürlüğü ay yıldızlı bayrağımızla sürdürmek, geleceğe özgürlük vaat etmektir..
-M.Kemal ışıktır. Vatan toprağında tek karış karanlık toprak kalmamacasına, kanıyla, canıyla, cesareti ve önderliğiyle imza atmaktır.
-M.Kemal Türklüğe nefestir. Neslimizi 21.yüzyıllara taşıyan, özgür nefes almamızı sağlayan, geçmişimizin şanını gelecek nesillere taşımamızı borçlu kılan tek büyük insandır.
-M.Kemal sevinçtir, kıvançtır, onurdur, anmak ve anlamak yolunda olmak en büyük şereftir.
-M.Kemaller gelecektir. O hiçbir zaman geçmeyecektir. Onu özümseyerek, kutsal emanetlerini nice çağ ve nesillere taşımak ilk ve tek hedefimizdir.
-M.Kemal vatandır, dik duruştur, özgürlüktür, gerçek demokrasidir, cumhuriyettir, çağdaşlıktır, ölümsüzlüktür, hakimiyettir, güçtür, cesarettir, en büyük yürektir, şandır, şereftir onurdur, gururdur, liderliktir, gelecektir, hayattır, ömürdür, aydınlığa açılan yoldur..
Alın terim, göz nurum! Sen ölümsüz en yüce Türk! Sevincim, kuvancım, onurum… Sen yeni Türkiye’nin ilk mimarı ilk harcı karan çatıyı ilk atansın, sen ilk öğretmen, Baş kumandan, Ulu önder, şavkı yarınlara vuransın. Çarpan yürek, akan kansın. Sana nasıl sesleneyim? Sen baştan başa Vatansın, sen gerçek bir aşksın…
Atam, aramızdan ayrılışının 73.yılında senin nefesinle yaşıyoruz, bugün benim ülkemde günde 5 vakit ezanlar okunuyorsa bunun sebebi sensin. Biz ölmeden sen ölmeyeceksin, Şanlı tarihimizin şanlı lideri, geleceğimizin tek önderi, dünümüzün bugünümüzün, yarınımızın cesareti, Seni her geçen günde daha da özlemle, sevgiyle, aşkla, hasretle arıyor ve anıyoruz, mekanın cennet, ruhun şad olsun.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE, NE MUTLU ATA-TÜRKÜM DİYENE..
Tugay NAYKI
ÇEAŞ Anadolu Lisesi
Coğrafya Öğretmeni