* Yerçekimi olmayınca tüm vücut sıvıları yukarıya doğru çıkar, surat pofuduk bir hal alır, kemikler kalsiyum kaybeder bu da böbrek taşı oluşumuna neden olur.
* Bağırsaklar çok yavaş çalışır, kabızlık kaçınılmazdır, kalp büzüşür ama en ilginci omurgada azalan basınç sayesinde astronotların boyu 5 cm kadar uzar.
*Dünyada horlayan astronotlar
uzayda ses çıkarmadan uyur ama derin uyku bir hayaldir, güneş günde 16 kere doğarsa gelin de uyuyun bakalım.
*NASA bir ara uzay giysilerinin içine bir tür tuvalet yapmakla uğraşmış ama pratik olmadığı için gene çocuk bezine dönmüşler.
*Uzaydan dönen astronotlar dünyaya indiklerinde el ve ayaklarını oynatmayı beceremeyip, hem o yüzden hem de mecaz ve gerçek olarak "dünyaya ikinci kere geldim" derlermiş. Ama astronotların dünyaya geldikten sonra en şikayet ettikleri şey nesneleri ellerinden bırakmalarıymış. Çünkü bırakınca kırılıyorlarmış.
Bildiğimiz üzere uzayda yerçekimi yok. Bu durum astronotlar üzerinde birçok rahatsız edici etki oluşturuyor. Örneğin astronotların kasları ve kemiklerinde ciddi kütle azalmaları ve deformasyonlar meydana geliyor. Özellikle kas yapısı, uzayda pek de kullanılmayan bir sistem olduğu için her geçen gün eriyor. Uzayda hareket etmek oldukça kolaydır. Parmağınızla uzay mekiğinin duvarını iterseniz kendinizi ters tarafa doğru sürükleniyor halde bulursunuz. Hareket etmek için enerji pek harcanmaz, bu da kasları zayıflatır. Bu nedenledir ki astronotlar dünyaya indiklerinde kendi başlarına yürüyemezler.
Sıfır yerçekimi, diğer adıyla mikro yerçekimi koşulları vücudu değişik şekillerde etkileyebilir. Uyuşukluk, baş ağrısı ve baş dönmesi, mide bulantısı ve kusma çok sık görülen rahatsızlıkların başında gelir. Uzay hastalığı olarak da bilinen bu sorunların geçmesi ve vücudun normale dönmesi 72 saatten fazla sürmez. Bu etkilerin en aza indirilmesi için astronotların her gün saatlerce kondisyon aletleri ve ağırlıklarla çalışması gerekmektedir. Buna rağmen kasların kütlesel azalması engellenemeyen bir durumdur.
Gelecek yıllarda yapılması planlanan insanlı uzay seyahatlerindeki en önemli tıbbi sorun sıfır yerçekiminin olumsuz etkileri olarak gözüküyor. Her ne kadar dünyaya döndükten kısa bir süre vücudun eski yapısına tamamen kavuşması mümkünse de önemli uzay görevlerinde bu dezavantaj yok edilmeli. Bunun için ilk akla gelen çözüm, uzay gemilerinde yapay bir yerçekimi oluşturulması. Böyle bir teknolojiden faydalanmak için henüz oldukça erken ama bir çok teori de mevcut. Yapay yer çekiminin oluşturulması için kullanılabilecek bazı yöntemler var. Geminin belirli bir bölümümün kendi etrafında sürekli dönüşü, çok yoğun kütle kullanımı, manyetik alan oluşturma ve yer çekimi jeneratörleri bu yöntemlerde en önemlileri.
Uzayın yan etkileri bununla da bitmek bilmiyor. Sadece fiziksel sorunlar değil ciddi psikolojik problemler de ortaya çıkabilir. Yalnızlık hissi, kapalı yer korkusu astronotların baş etmek zorunda kaldıkları diğer problemler. Aynı yerde uzun bir süre birlikte kalmak, astronotlar arasında gerilime ve çeşitli çatışmalara yol açabiliyor.