Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-Temmuz-2009, 15:41   #1 (permalink)
Tugay NAYKI
Bizim Coğrafya Yöneticisi
 
Üyelik tarihi: 04-Haziran-2009
Ad- Soyad: Mustafa Yıldız
Mesajlar: 4.878
Teşekkürleri: 2.435
1.608 mesajına 9.665 kere teşekkür edildi.
Standart Kıl Keçisi mi? Günah Keçisi mi? (MAKALE)

Çevre ve Orman Bakanlığı hazırlamış olduğu keçi zararlarının azaltılması eylem planı ile 2012 yılında kıl keçi sayısını 6 milyondan 2 milyona indirileceğini belirtiyor. Hazırlanan bu eylem planının kıl keçiye bakış açısı, tarım bilimi açısından olduğu kadar toplumsal koşullarımız açısından da uygun değildir. Kıl keçisi, özellikle ılıman ilklim kuşağının ve ekosistemin doğal bir parçasıdır. Diğer yönden, orman içi ve kenarı köylerin en önemli geçim kaynağı olduğu gibi önemli gen kaynaklarımızdan da birisidir. Bu eylem planının, birçok açıdan ek***likleri vardır;

1. Kıl keçisi Azaltma Eylem Planı’nın en büyük ek***liği, konuyla ilgili tarafların görüşlerinin alınmamasından kaynaklanmıştır. Öncelikle, kıl keçisi yetiştiricilerinin eylem planıyla hiç bağlantısı yoktur. Görüşlerinin alınmamasının nedeni, onlara orman bürokrasisinin bakış açısıdır. “Onlar cahildir, ormanı korumayı bilmezler”. Şu da söylenebilir; “Örgütlü olmadıkları için görüşlerini almak olanaklı olamamıştır”. Ancak son zamanlarda örgütlenmiş Koyun-Keçi Birliklerinin görüşleri de alınmamıştır. Ziraat Fakülteleri’nin bilgilendirilmesi bile planın hazırlanmasından sonra söz konusu olmuştur. Acaba nedendir? Bu doğrultuda en az 40 yıldır keçi yetiştiriciliği konusunda çalışmalar yapan akademisyenlerin önerileri olamaz mıydı? Bırakınız kıl keçi yetiştiricileri ve akademisyenleri, acaba Tarım Bakanlığının bu eylem planında etkin katılımı sağlanmış mıdır?

2. Kıl keçisi yerine ikame edileceği belirtilen tarımsal etkinlikler orman içi ve kenarı işletmeler için geçerli değildir. Geçmişte OR-KÖY’ün bu doğrultudaki başarısız girişimlerinden dersler alınmamıştır. Sulanabilecek arazi çok sınırlı olan, hatta çoğunlukla da hiç olmayan orman içi ve kenarı işletmelerde süt sığırcılığı ve besi sığırcılığı için zorunlu kaba yem nereden sağlanacak? Dışarıdan sürekli kaba ve karma yem alınarak bu iş sürdürülebilir mi? Besi danası nereden bulunacak? Arı yetiştiriciliği nasıl yapılır? Türkiye’de arı yetiştiriciliğinin gezgin arıcılık şeklinde yapıldığı bilinmiyor mu? Keçinin otladığı yerde koyun otlayabilir mi? Sebze ve meyve yetiştiriciliği sulanabilir arazilerde yapılmaz mı?

3. Eylem Planında, kıl keçilerine karşın üstünde en fazla durulan seçeneğin süt sığırcılığı olduğu belirtiliyor. Bırakalım besleme koşullarının yetersizliğini, acaba bu yaklaşım Türkiye’ye batı ülkelerinden getirilmesi istenilen süt ineği ithalatı için yeni bir gerekçe mi oluşturacaktır? Durum böyle ise bu ithalattan kimler nemalanacak?

4. Kıl keçilerinin yok edilmesiyle orman içi ve kenarı köylüleri, gereksinme duydukları hayvansal protein ihtiyacını ve geçimleri nasıl karşılanacak?

5. Köylerini terk etmek zorunda kalacak bu insanlar, kasaba ve kentlerde iş bulabilecekler mi? İş bulamazlarsa sadaka ekonomisinin ve kültürünün bir parçası mı olacaklar?

6. Ormanlarımızın yok edilmesinde kıl keçilerinin doğrudan payı, bilimsel çalışmalarla ne ölçüde tespit edildi? Turistik yerler için ormanın tahrip edilmesi, golf sahaları yapmak üzere makilik hatta ergin ağaçların kesilmesi, tarla açmalar, yaz yangınların payları araştırıldı mı?

7. Kıl keçilerinin ormana gübre bırakması, sık makilik alanlarda koridor açarak yangın şeritlerini oluşturması, yetişmiş ormanlık alanlarda otla***** yangınlara karşı dip temizleyici olmaları, ileride beklenilen çevre olumsuzluklarına karşı en dayanıklı olmaları yanında, Anadolu kültürünün önemli birer öğesi olması gibi konular,

“Keçi Azaltma Eylem Planı” yaparken göz önüne alındı mı?

Ne Yapmalıyız?

1. Türkiye kıl keçilerinin genetik ıslah etkinliklerinin iki boyutta geliştirilmesi planlanmalıdır. Birinci boyutu, kıl keçilerinin saf yetiştirme ve seleksiyon ile verim düzeylerini iyileştirilmesi çalışmalarıdır. Bu amaca yönelik olarak kıl keçilerinin yetiştirildiği ortamlarda araştırma birimleri kurulmalıdır. İkinci boyutu ise, kıl keçilerinin ağırlıklı olarak melez süt keçilerine dönüştürülmesi çalışmaları olmalıdır. Melez süt keçisi yetiştiriciliği, orman içi ve kenarında ekstansif nitelikte, buna karşılık ova ve yamaç yerlerde ise entansif nitelikte planlanmalıdır.

2. Keçi-orman ilişkisi, her şeyden önce, insan-orman ilişkisinin bir sonucudur. Bu nedenle, konuya öncelikle orman içi ve kenarı köylülerin dirlik sorununun çözümü açısından yaklaşılmalıdır. Ormanlarımızın korunması ve geliştirilmesi konusu, bu bağlamda ele alınmalıdır.

3. Orman içi otlakların ıslahı ve maki alanlarının kimi bölgelerin ot ve yem bitkisi üretimine ayrılmasıyla kıl keçi yetiştiriciliğinin yapılması olanaklıdır. Bu açıdan, orman içi otlatmacılık konusu bir sistem olarak ele alınmalı, en uygun seçeneğin belirlenmesi ile otlatma planları yapılmalıdır. Son yıllarda, ormancı akademisyenlerce bu görüşler ifade edilmeye başlanmıştır. Keçi yetiştiricilerinin orman meralarından denetimli bir şekilde yararlanılmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yaşama getirilmelidir.

4. Keçi yetiştiricilerinin ekonomik, sosyal ve teknik örgütlenmeleri hızla tamamlanmalıdır. Tarımsal kalkınma kooperatifleriyle üreticilerin ürünleri değerlendirilmelidir.

*E.Ü. Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü

e-posta: mustafa.kaymakci@ege.edu.tr


__________________
''Bu topraklar bomboş arsalar değildir, adı Vatandır. Vatan; Dünyada, parası, fiyatı, karşılığı, borsası, piyasası olmayan tek şeyin adıdır.''

Nihat GENÇ


Cumhuriyet onurla yaşar! Cumhuriyet bağımsızlıktır, onurumuzdur, dirliğimizdir, bereketimizdir, Nasrettin Hoca'dır, Yunus Emre'dir, bütün bu değerleri çocuklarımıza anlatmaktır. Onur ve şeref kazınmış ve çıkartılmıştır bu topraklardan. Böyle cumhuriyet olacaksa hiç olmasın, yıkılır bir tanesi daha yapılır.

Nihat GENÇ
[/SIZE]
Tugay NAYKI isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Tugay NAYKI kullanıcısına teşekkür eden 4 üye:
Ayşenur KILIÇ (18-Temmuz-2009), bahriaskin (19-Temmuz-2009), Cahit ERAYDIN (07-Temmuz-2009), zumrut_ (20-Temmuz-2009)