Mecnun çölde Leylasının hasretiyle avare avare gezerken namaz kılan bir bedevinin önünden geçer. Bedevi kıldığı namazı yarım bırakarak ayağa kalkar ve Mecnun ile aralarında şöyle bir konuşma geçer.
Bedevi:Allah kahretsin seni.Dininin sana öğrettiklerini unuttun mu? Namaz kılan bir insanın önünden geçmenin günah olduğunu bilmiyor musun?
Mecnun: Bağışlayın beni.Etrafımı göremez oldum.Görevlerimi yapamaz oldum.Aklımda sadece ve sadece aşkım var.
Bedevi: Dünyadaki aşkını unut. Allah’ı düşün.Yoksa cehennemde cayır cayır yanarsın.
Mecnun: Tapmanın aslını aşk oluşturur.Ancak aşk doruğa ulaştığında tapmaya dönüşür.Oysa sizin yaptığınız şey sadece “şekilde” kalıyor.
Bedevi: Ne dedin..! Ben namaz kılmasını bilmiyor muyum yani..!
Mecnun: Kızmayın lütfen..! Ben Leyla’nın aşkından senin namaz kıldığının farkına bile varamadım. Ama sen Allah’a dua ettiğini iddia ediyorsan önünden geçtiğimi nasıl fark ettin.
Gerçek inanç güç bir şeydir. İnsan dua ederken dünya işlerinden arınmalıdır.
Benim aşkım senin ibadetinden daha yüce! der ve çölde yürümeye devam eder.
Bedevi Mecnun’un ardından seslenir:
Bir dakika dostum. Sen çok haklısın. Allah senden razı olsun. der ve Mecnun’un elini saygı ile öper ve son sözü söyler. “Bana gerçek ibadetin nasıl olacağını öğrettin”. |