Bizim Coğrafya - Hayat Coğrafya'da, Coğrafya Hayatımızda  
Ana Sayfa'ya Git Forum'a Git Arşiv
Go Back   Bizim Coğrafya - Hayat Coğrafya'da, Coğrafya Hayatımızda >

AKADEMİK ALAN

> AKADEMİSYENLER

AKADEMİSYENLER Akademik kariyere sahip olan bilimadamlarının tanıtıldığı bölüm.

Akademisyenlerimiz: Prof.Dr. Cahit HELVACI

35. Yılın Ardından Anımsadıklarımız Cahit Sıtkı Tarancı’nın 35. Yaş şiirinde söylendiği gibi, bir insan ömrü için 35 sene önemli bir zaman dilimi olmasına karşın, bir fakültenin ömründe çok kısa bir zamanı yansıtır. Bu ...
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 29-Haziran-2009, 13:48   #11 (permalink)
Ayşenur KILIÇ
Süper Moderatör
 
Ayşenur KILIÇ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 04-Haziran-2009
Mesajlar: 2.464
Teşekkürleri: 3.081
456 mesajına 1.430 kere teşekkür edildi.
Standart

35. Yılın Ardından Anımsadıklarımız

Cahit Sıtkı Tarancı’nın 35. Yaş şiirinde söylendiği gibi, bir insan ömrü için 35 sene önemli bir zaman dilimi olmasına karşın, bir fakültenin ömründe çok kısa bir zamanı yansıtır. Bu sürenin bir fakültenin kurumsallaşması için oldukça kısa bir süre olduğu açıktır. Fakültemizin 35 yıllık gelişimine genel olarak bakıldığında, topyekün bir atılımın olduğunu söylemek oldukça zordur. Öğretim üyesi sayısı artmasına karşın, üretim yönünden, yapılaşma bakımından, merkezi laboratuvarlar ve kütüphane açısından hatırı sayılır bir gelişmenin olduğunu söylemek gerçekçi olmaz. Buna rağmen Fakültemizin idari ve teknik büroları içinden bazılarının gelişimleri gerçekten çarpıcı nitelikte olup, öteden beri öğrenci işleri teknolojik açıdan düzeyini sürekli ve düzenli olarak yükseltmektedir. Diğer yandan Yayın Bürosu, tam profesyonel tarzda, özveriyle ve gelişen bilgisayar teknolojisiyle sürekli uyum içinde çalışmaktadır. Hiç şüphesiz, geçen bu süre zarfında merkezi laboratuvarlar konusunda gerekli atılımları gerçekleştiremedik. Fakültenin genel görüntüsünün olumsuz görünmesine karşın, bölümler bakımından çok farklı düzeyde gelişmeler olduğu gözlenmektedir. Bölümlerin bir kesimi, geniş kadrolarına karşın durağan, hatta negatif ve yaşlanmış bir görüntü sergilemektedirler. Ancak, Fakültemizin genç ve dinamik üst yönetimi ile kısa sürede bu konuda gerekli atılımların yapılacağına inanıyorum.

Mühendislik Fakültesindeki bölümlerin 35 yıldır verdikleri eğitim-öğretim şekline bakıldığında, her bölümün bu süreci farklı şekilde değerlendirdiği görülür. Öncelikle 1968-1976 yılları arasında, Fakültemizin Ege Üniversitesi bünyesinde (Mühendislik Bilimleri Fakültesi adı altında) kurulmasında ve gelişmesinde özellikle İnşaat ve Makina Mühendisliği Bölümleri önemli görevler icra etmişlerdir. Son zamanlarda Maden, İnşaat, Endüstri ve Makina gibi bölümler kendi içinde bölünüp, çoğalmanın yanısıra, öğretim programlarında devrim yaratabilecek değişiklikleri zamanında yapamadıkları ve uluslararası literatürdeki gerçek yerlerine ulaşamadıkları açıktır. Buna karşın, Fakültenin 35 yıllık geçmişinde önde gelen ve üst yönetimi oluşturan Turan ACATAY, Şafak UZSOY, Kutlu ZORAL, Erol İZDAR, Yavuz AYTEKİN, İzak KAYA, Özdemir BENGİSU, Gazanfer HARZADIN gibi hocalar anılan bölümlerden gelmişlerdir. Fakültenin birçok bölümü, olaylara aynı pencereden tek bir bakış açısıyla bakan ve DEÜ bünyesinden mezun olan genç öğretim elemanlarından oluşmaya başlamıştır. Bu durum, bölümlerin en önemli zenginliği sayılabilecek, “farklı kültür ve bilgi birikimine sahip insanlar topluluğu” olma özelliğini ortadan kaldırmaktadır. Bölümlerdeki süregelen iç çekişmeler ve gereksiz tartışmalar bu sonucun başlıca nedenidir. Bugün fakültemizde öğretim elemanı kadrosunu “tek tip bakış açısı” kısır döngüsünden kurtaran bölümlerin başında sanırım Elektrik ve Elektronik Mühendisliği ve Jeofizik Mühendisliği bölümleri gelmektedir.

Diğer taraftan, bazı bölümler çok ciddi bir atılım içindedirler. Bunlardan bazıları, sadece Fakülte bazında değil Türkiye çapında ciddi ve hızlı bir yükseliş göstermektedirler. Fakültenin Bornova B Blok binalarında kutu gibi küçücük bir yerden çıkıp, Tınaztepe’de dev gibi bir bölüme dönüşen ve tüm Türkiye’de kanımca bir numara haline gelen Çevre Mühendisliği Bölümünü içtenlikle kutlamak gerekir. Yine Bornova B Blok’un zemin katında, saygı ve rahmetle andığımız Prof.Dr. Ş.Hakkı ORANÇ hocamızın büyük bir özveri ve çaba ile kurmaya çalıştığı Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü Fakültenin çok hızlı yükselen bölümlerinin başında gelmektedir. Hakkı hocamız bugünleri görseydi, herhalde o güzel ve tok sesi ile “arkadaşlar daha çok çalışın” der ve mutluluktan uçardı. Prof.Dr. Esen ÖZKARAHAN hocamızın daracık bir koridorda, kendi öz birikimleri ile temelini attığı Bilgisayar Mühendisliği Bölümünün tam gelişmesini görmeden aramızdan ayrılışı sadece Bölüm için değil, Fakülte ve Enstitü için de çok büyük ve yeri doldurulamayacak bir kayıp olmuştur. Hepimizin anımsayacağı gibi, Esen hocanın eğitim sorunlarına yaklaşımı da, örnek bir bilim adamı niteliğindeydi.

Jeoloji Mühendisliği Bölümünde, meslek eğitimime başladığım zaman benim ilk hocam olan, tükenmeyen bir enerji ile son güne kadar çalışan, çevresine sürekli çalışkanlık ve dürüstlük örnekleri sunan sevgili Prof.Dr. Orhan KAYA’yı; sevecen, ve babayiğit kişilikli, her türlü konuyu dinleyicilere büyük bir zevkle ve açıklıkla aktaran Prof.Dr. Nezih TUZCU’yu; nazik davranışları ile bilinen Prof.Dr. Erol AKYOL’u Jeoloji Mühendisliği Bölümüne katkıları nedeniyle şükranla anıyoruz.

İnşaat Mühendisliği Bölümünden Sevgili Prof.Dr. Ünal ÖZİŞ hocamızın güzel üslubuyla hazırladığı, kültürel ufkumuzu genişleten sunumları ve kla*** müzik dinletileri, olması gereken ilgiyi hiçbir zaman ne yazık ki görmedi. Hocamız emekli olsa bile, Fakültemize su yolları ile ilgili bilimsel katkılarının, bol kahkahalı neşeli sesinin, nüktelerinin ve pinpon maçlarındaki heyecanın hiç tükenmemesini diliyorum.

Jeofizik Mühendisliği Bölümü, Jeoloji Mühendisliği Bölümünde bir anabilim dalı olmaktan kendi gayretleriyle kurtulduğundan beri, kendi içinde bölünüp çoğalmaktan çok, yurtiçi ve yurt dışındaki üniversitelerden elemanlar alarak, günümüzde belki de Fakültenin en fazla fikir üreten ve istikrarlı bölümü olma yolunda önemli adımlar atmıştır. Yıllarca eğitimini Ege Üniversitesinin MÖTBE binasında Jeoloji Mühendisliğinin gölgesinde sığıntı şeklinde sürdüren Jeofizik Mühendisliği Bölümümüz, sevgiyle andığımız Tümer ALPASLAN hocanın yurdışında edinmiş olduğu engin deneyim ve becerilerileriyle kurulmuş; ancak, hocamızın zamansız kaybı sonucu, uzun süre gelişme sancıları çekmiştir. Şu günlerde ise Tınaztepe Kampüsünde, araştırmaları ve aktif eğitim sistemi ile ciddi bir atılım içinde olduğu görülmektedir.

Makina Mühendisliği Bölümünden sessiz sedasız ayrılarak, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümünü kuran kararlı bir ekip, kısa sürede Fakültenin en önemli bir bölümü olma yolunda güzel sinyalleri kurdukları laboratuvarlar ile vermektedir. Benzer durumu, öncelikle Ege Üniversitesinden transfer edilen hocalarımızın başlattığı ve son günlerde hızla gelişen Tekstil Mühendisliği Bölümü için de söylemek mümkündür. Gerçi dokuma tezgahlarını veya atölyelerini halen daha görmüyoruz, ama, diğer temel laboratuvarlarını ve eleman sayılarını hızla arttırmaktadırlar. Bu gelişmede sanırım bölüm öğretim üyeleri içindeki bayan ağırlığının payı epeyce fazla olsa gerek.

Fakültenin 35 yıllık geçmişinden günümüze kadar yapılan sınavlardan, en önemlisini oluşturan Araştırma Görevlisi sınavlarındaki standartlar belki de gelecekte değişmesi gereken en önemli olgudur. Bilindiği gibi Fakültemizde Fen Bilimleri ve Fakülte kadrosu adı verilen iki farklı asistan kadrosu mevcuttur. Bunlardan Fen Bilimleri kadrosu, tamamen bilimsel kriterlere dayalı ve dolayısıyle sadece belli bir düzeyin üstündeki elemanlara şans tanırken, Fakültenin daimi kadroları için düzenli ve kararlı kıstaslar bulunmamaktadır. Bu durum özellikle kendi içinde bölünüp çoğalan bölümlerin geleceğini tehlikeye sokmaktadır. Fakültenin 35. yılını kutladığımız bu dönemde, terkedilmesi gereken en önemli alışkanlıklardan biri de bu çifte standarttır.

35 yılı arkada bırakırken kazandıklarımız ve kaybettiklerimize topluca bakıldığında, bu zaman süreci içinde idari ve teknik hizmet üreten elemanlar hızla azalırken, öğretim üyesi sayısı katlanarak artmaktadır. Bilimsel üretimdeki artış, bazı bölümler ve kararlı öğretim üyeleri hariç, ne yazık ki istenilen düzeyde değildir. Herşeye rağmen gelecek 5-10 yıl içinde, aktif eğitimiyle, merkezi laboratuvarları, kütüphaneleri ve bilimsel üretimi ile tüm Fakülte de ciddi atılımlar yapılacağı kanısındayım. Mutlu, başarılı, üretken ve içinde bulunduğumuz çağa yakışan bir gelecek dilerken, tüm kaybettiklerimizi saygı ile anar, Fakültemizin çalışanlarına sonsuz başarılar dilerim.

Prof.Dr. Cahit HELVACI
Ayşenur KILIÇ isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alıntı ile Cevapla
Ayşenur KILIÇ kullanıcısına teşekkür edenler:
Ayçe Ezgi (29-Haziran-2009)

Cevapla

Etiketler
akademisyenlerimiz, cahit, helvaci, profdr


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 15:07.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by BizimCografya.com® Copyright ©2008 - 2011, Baylas
Bu Forumda üyeler kendi düşüncelerini yazabilir bu yüzden yazılan içeriklerden BizimCoğrafya.com Sorumlu tutulamaz. Yinede Yasalarca yasaklanmış içerikleri yada telif hakkı olabilecek içerikleri şikayet etmek için info@bizimcografya.com adresine mail atabilirsiniz, en kısa sürede dönüş yapılacaktır...

Baylas | Coğrafya | Sınav | Mynaq