|
| LinkBack | Seçenekler |
30-Temmuz-2009, 10:52 | #1 (permalink) |
Bizim Coğrafya Yöneticisi Üyelik tarihi: 04-Haziran-2009 Ad- Soyad: Mustafa Yıldız
Mesajlar: 4.878
Teşekkürleri: 2.435
1.608 mesajına 9.665 kere teşekkür edildi.
| Taş Ocakları, İnsan Sağlığını, Biyoçeşitliliği ve Tarımı Ciddi Ölçüde Etkiliyor.. Sakarya'daki Taş Ocaklarının Faaliyetleri, Çalıştıkları Yerin Coğrafik Şeklini Değiştirecek Boyutlara Ulaştı. Dağların Yanında Ormanlara da ciddi Zarar Veren Taş Ocakları, İnsan Sağlığı Başta Olmak Üzere Bulundukları Bölgedeki Biyoçeşitliliği, tarımı ve Tarımsal Verimi Ciddi Ölçüde Etkiliyor. Uzmanlar, taş ocağı ruhsatlarının toplumsal maliyet hesaplandıktan sonra verilmesinin önemine dikkat çekiyor. Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu, taş ocaklarının yaşam alanlarından uzakta olması gerektiğine dikkati çekti. Dinamit patlatılan ocaklardan çevreye yayılan tozun insan Sağlığını, bitki örtüsünü ve diğer canlıları etkilediğini söyleyen Gümrükçüoğlu; "Eğer ocak yaşam alanına yakın bir yerdeyse insan ve çevre sağlığı açısından büyük risk taşıyor. Patlamalar nedeniyle ocak yakınlarında yaşayan kişiler sürekli deprem korkusu yaşıyorlar. Eğer camlar açık bırakılmıyorsa patlıyor. Toz ciddi bir problem. Tozla yaşamak insanların sağlığını ciddi oranda etkiliyor. Ocakların bulunduğu bölgedeki insanların astım ve akciğerle ilgili problemleri var. Toz aynı zamanda biyo çeşitliliği, tarımı ve tarımsal verimi etkiliyor. Arıcılığı öldürüyor." dedi. 'Sakarya'nın her yerinde neredeyse bir ocak açılmaya çalışılıyor' diyen Gümrükçüoğlu, şunları söyledi: "Birilerinin bir yerlerden taş çıkarması gerekiyor. Ancak bunun yaşam alanlarının dışında olması gerekiyor. Maalesef Sakarya'yı taş ve kum ocağı cenneti görmeye başladılar. Madencilik yasasına sığınarak rahatlıkla ruhsat alınıp taş ocağı açılabiliyor. İnsanlara ne kadar zarar vereceğini düşünmeden ya da diğer çevresel etkilerini düşünmeden rahatlıkla taç ocağı açmaya çalışabiliyorlar. Taş çıkartılmayacak diye bir şey yok. Ama çevresel ve insana olan zararlarını minimum olacak alanlara kaydırmalıyız. Yerleşim yerine uzak pek çok alan var. Buralar tercih edilebilir." GEYVE BOĞAZI ÖZELLİĞİNİ YİTİREBİLİR Ocakların, özellikle Geyve boğazında yoğunlaştığının görüldüğünü anlatan Gümrükçüoğlu, faaliyet gösterdikleri yerin topografyasını ve coğrafyasını değiştiren ocakların, Adapazarı Ovası ile Pamukova'yı birbirine bağlayan Geyve Boğazı'nın özelliğini yitirmesine sebep olabileceği uyarısında bulundu. Geyve Boğazı'nın ormanlık alanın ve biyoçeşitliliğin fazla olduğunu kaydeden Gümrükçüoğlu; "Ocakların Geyve Boğazı'nda yoğunlaşması bölgenin jeolojisiyle ilgili. Adapazarı ve Pamukova ovası alüvyon bölgesi. Buralardan taş çıkartmak söz konusu değil. Taşkısığı bölgesinde dağlar düz oldu. Geyve Boğazı da taş ocakları yüzünden boğaz olma özelliğini yitirebilir. Ocaklar bölgenin coğrafik yapısını ve topografyasını da değiştiriyor. Boğazda tozun ve kirliliğin dağılması zor. Geniş alan olsa dağa kolay dağılacak. Tozun dağılmadan orada kalması da daha ciddi etki oluşturuyor. Her dağı, taş çıkartacağız diye düz etmek gerekmiyor." şeklinde konuştu. Sakarya Nehri üzerindeki kum ocaklarınında çevreye zararlı etkilerin bulunduğunu belirten Gümrükçüoğlu, şöyle konuştu: "Nehrin her yanından kum alınırsa nehrin yatağı ve debisi değişiyor. O kadar kum alınmış ki nehrin belli yerlerinde göletler oluşmuş. Nehrin akışı değişmiş. Nehir kıvrılarak akarken kumu bir yere biriktirir, öbür yeri aşındırır. Böylelikle kendi yatağını oluşturur. Nehrin her kumu biriktirdiği yerden kum alacağım derseniz, nehrin bütün eko sistemini alt üst edersiniz. İlla nehir kumu kullanılacak diye bir şey yok. Dağdan taştan taşı öğütüp kum yaparsınız. Ya da deniz kumuda kullanılabilir." DOĞRU YER SEÇİMİ Taş ya da kum ocağı için önemli olanın doğru yer seçimi olduğunu dile getiren Gümrükçüoğlu, ocaklara mutlaka sınır konması gerektiğini ifade etti. Gümrükçüoğlu, şöyle devam etti: "Derenin her yerinden kum alınacak. Burası ne de olsa dağ, buradan taş çıkarılır demekle her yere taş ocağı açamazsınız. Toplumsal maliyet dikkate alınmalı. Herhangi bir şey yapılacaksa insan sağlığına, tarıma, hayvancılığa ve en önemlisi orada yaşayanlara ne tür zarar vereceği hesaplanmalı. Elde edeceğiniz yarar toplumsal maliyeti geçen bir faaliyetse yapılmaması gerekir. Avrupa'da bir atölye dahi açılırken toplumsal maliyet hesaplanıyor. İnsanlara ne vereceği ne götüreceği hesaplanıyor. Getirisi 5 götürüsü 6 ise yapılamaz. Toplumsal maliyeti hesaplamadan hiç bir şey yapamazsınız
__________________ ''Bu topraklar bomboş arsalar değildir, adı Vatandır. Vatan; Dünyada, parası, fiyatı, karşılığı, borsası, piyasası olmayan tek şeyin adıdır.'' Nihat GENÇ Cumhuriyet onurla yaşar! Cumhuriyet bağımsızlıktır, onurumuzdur, dirliğimizdir, bereketimizdir, Nasrettin Hoca'dır, Yunus Emre'dir, bütün bu değerleri çocuklarımıza anlatmaktır. Onur ve şeref kazınmış ve çıkartılmıştır bu topraklardan. Böyle cumhuriyet olacaksa hiç olmasın, yıkılır bir tanesi daha yapılır. Nihat GENÇ[/SIZE] |
Tugay NAYKI kullanıcısına teşekkür edenler: | bahriaskin (31-Temmuz-2009) |
Etiketler |
ã–lã§ã¼de, ä°nsan, biyoã§eåŸitliliäŸi, biyoçeşitliliği, ciddi, etkiliyor, ocaklarä±, ocakları, Ölçüde, saäŸlä±äŸä±nä±, sağlığını, taåŸ, tarä±mä±, tarımı, taş, İnsan |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |