GENEL TOPİK

zumrut_ · 19-Şubat-2010, 20:22

Dünyadaki Bütün İletisimi Dinleyen Dev Bir Kulak..

50 yildir dinliyorlar

1960'da Rusya'ya iltica eden iki NSA görevlisi ABD'nin 40 ülkenin haberlesmesini dinledigini açikladi. ABD bu iddiayi sürekli inkar etti.

Dünyadaki bütün telefon, faks, telsiz, SMS ve elektronik posta iletisimini dinleyen dev bir kulak: Echelon. Amerika Birlesik Devletleri'nin sürekli inkar ettigi Echelon'un varligi resmi olarak ilk kez, 23 Mayis 1999'da Avustralya, Canberra'daki Savunma Sinyalleri Müdürlügü (DSD) Baskani Martin Brady'nin yaptigi açiklamayla kabul edildi. Brady, ülkesinin 50 yildir varolan ve gizlenen küresel bir elektronik izleme sisteminin parçasi oldugunu kabul eden ilk kisi oldu. Bu gelisme, üye ülkeleri en çok da ABD ve Ingiltere'yi rahatsiz etti. Sisteme 5 ülke üye idi ve diger üyeler, Yeni Zelanda ve Kanada idi. Ayrica, çesitli müttefik ülkelerde de Echelon'un üsleri bulunuyordu.

1960'ta eski ajanlari itiraf etti

Dünyanin gizli bir kulak tarafindan dinlendigi aslinda 1960 yilinda ortaya çikmisti. Rusya'ya iltica eden iki NSA görevlisi, Bernon Mitchell ve William Martin, 6 Eylül 1960'da Moskova'da bir basin toplantisinda NSA'nin 2000 dinleme istasyonuyla, bunlarin kurulu olduklari ülkeler de dahil olmak üzere en az 40 ülkenin gizli haberlesmesini dinledigini açikladilar. Dünyanin her yanina dagilmis olan istasyonlardaki binlerce analistin mesajlarini izledigi "mimli" kisiler arasinda, Afrikali gerilla liderlerinin yanisira, Vietnam Savasi'na karsi çikan aktris Jane Fonda ile bebek bakimi uzmani Dr. Benjamin Spock da bulunuyordu.

Avrupa'nin yüzde 90'ini dinliyor

Sistemin varliginin ilk kez Echelon'a üye ülkelerden biri olan Avustralya tarafindan kabul edilmesinden sonra Avrupa Birligi harekete geçti. ABD'den istihbari olarak geri kalmamak için, hemen bir rapor hazirlatti. Echelon hakkinda Avrupa Parlementosu'ndaki ilk rapor 1988'de yayinlandi. AB raporuna göre ABD, Avrupa'daki telefon, faks ve e-posta haberlesmelerinin %90'ini Echelon sistemiyle denetliyordu. Raporun açiklanmasinin ardindan Italya, Echelon'un bilgi toplama yöntemlerinin Italyan kanunlarina aykiriliginin incelenmesi için bir komisyon kurdu. Danimarka Parlamentosu da benzer bir arastirma baslatti. Ve 1999'da, ABD'deki elektronik mahremiyet örgütü EPIC, Echelon'la ilgili olarak ABD hükümetini mahkemeye verdi.

AB'nin 'Echelon'u Enfopol

AB raporunun hazirlanmasinin amaci, ABD'nin dünyayi dinleme faaliyetlerinin bir benzerinin Avrupa Birligi tarafindan gerçeklestirilmesiydi. AB'ye üye ülkeler, ABD'nin internet de dahil olmak üzere dünya iletisimini gizli bir biçimde takip etmekte kullandigi Echelon adli sistemine bir "rakip" çikarma hazirligi yapiyor. AB'nin dinleme sistemine Enfopol adli veriliyor. Öte yandan ABD ve Echelon üyeleri olan, Ingiltere, Yeni Zelanda, Kanada, Avustralya'nin yanisira, Rusya, Çin, Danimarka, Hollanda, Isviçre, Fransa ve Israil gibi devletlerin de benzer sistemler kullandigi biliniyor.

Ticarî sirlari da çaliyorlar

Echelon'un ortaya çikisiyla birlikte, ABD'nin uluslararasi ihalelere girecek Amerikan sirketleri için rakiplerin sirlarini çalmak için de sistemi kullandigi öne sürüldü. Iddiaya göre, ABD firmalarinin katilacagi ihalelerde rakip sirketlerin iletisimi dinlenerek milyarlarca dolarlik kazanç saglandi. Avrupa Birligi, Ingiltere disinda bu aga karsi engelleme çalismalarini yogun sekilde sürdürüyor.

Tüm haberlesmeyi zaptediyor

Avrupa Parlamentosu'na 1999'da elektronik istihbarat konusunda sunulan ikinci raporun yazari olan Duncan Campbell'e göre Echelon, ABD'nin en büyük istihbarat örgütü olan Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) tarafindan, ticari ve askeri iletisim uydulari araciligiyla yapilan haberlesmeyi zaptedip incelemek için gelistirilen bir araç. Sistemin öteki parçalari da internet, yeralti ve denizalti haberlesme kablolari, telsiz haberlesmesi ya da büyükelçiliklere yerlestirilen gizli aygitlar araciligiyla yapilan her türlü iletisimi zaptediyor ya da özel uydularla haberlesme sinyallerini topluyor.

Kökleri Enigma'ya kadar uzaniyor

Echelon'un kökleri Ikinci Dünya Savasi yillarina kadar uzaniyor. Nazi 'Almanya'sina karsi savasta ittifak yapan Ingiltere ve ABD, dogal olarak istihbarat alaninda da yakin bir isbirligi yaptilar. Alman sifre makinesi Enigma'nin sifresini çözmekle görevlendirilen matematikçi ve bilgisayar teknolojisinin önderi Alan Turing ve ekibi, sifreyi basariyla çözdü ve anahtarini Amerikalilar'a da verdi. Amerikalilar da Japonlar'in askeri sifrelerini çözerek Ingilizler'e verdi. Iki ülke bu yolla düsmanlarinin radyo haberlesmelerini dinlediler ve yüzbinlerce gizli mesaji çözdüler.

Savasin sona ermesinin ardindan NSA ve Ingiliz Devlet Iletisim Karargahi GCQH 1947 yilinda UKUSA (INGILTERE-ABD) anlasmasini imzaladilar. Daha sonra Ingiliz Uluslar Toplulugu üyesi Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'nin elektronik istihbarat birimleri de anlasmaya katildi. Nihayet Bati Almanya, Danimarka, Norveç ve Türkiye de UKUSA kapsamina "üçüncü ülkeler" olarak eklendiler.

Ingilizce konusan bes ülke dünyanin çesitli bölümlerindeki haberlesmeyi izlemek üzere isbirligi yaptilar. Ingiltere'nin payina Afrika ile Urallar'a kadar Avrupa düstü. Kanada, kuzey enlemleri ve Kuzey Kutbu'ndaki, Avustralya da Okyanusya'daki iletisimi izleme sorumlulugunu üstlendiler. Echelon sisteminde üye ülkeler adina Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansi (NSA), Kanadali (CSE), Ingiliz (GCHQ), Yeni Zelandali (GCSB) ve Avustralya'daki DSD (Savunma Sinyalleri Müdürlügü) görev yapiyor.

DÜNYANIN EN BÜYÜK KULAGI: NSA

Amerika'da dinleme faaliyetlerini yürüten üç ayri kurulus bulunuyor; NSA (Ulusal Güvenlik Ajansi), FBI (Federal Arastirma Bürosu) ve CIA. ABD'nin 'en büyük kulagi' olan NSA, Baskan Harry S. Truman'in 24 Ekim 1952'de imzaladigi 'çok gizli' genelgeyle kuruldu. Truman bu yeni kurulusa, dünya çapinda iletisim istihbarati görevi verdi. Önceleri diplomatlarin ve askerlerin sifreli telsiz görüsmelerini dinleyen NSA, daha sonralari uluslararasi sivil telefon görüsmelerini de hedefleri arasina aldi.

1960'li ve 70'li yillarda ortaya çikan yönlü telsiz haberlesme ve uydu teknolojisi NSA'nin isini daha da kolaylastirdi. Artik havaya çikan hiçbir radyo sinyali, hiçbir telefon görüsmesi NSA'nin dünya yüzeyine dagilmis binlerce uzmaninin eline düsmekten kurtulamiyordu. NSA, kurulduktan hemen sonra, gizli bir iç yönetmelik çikararak CIA ile isbölümü yapti. CIA de bir yil sonra, kendi sinirlarinin belirlemek amaciyla FBI ile pazarliga oturdu. CIA'nin ülke içindeki faaliyet alani çizildi. NSA'da halen 21 bin personel görev yapiyor. Bu rakam bazi iddialara göre 50 bin civarinda. ABD, elektronik istihbarat için yilda 20 milyar dolar harciyor. NSA'nin yillik bütçesi ise 3,6 milyar dolar. NSA'nin Boeing 707 uçak gövdeleri üzerinde gelistirilen RG-135 tipi uçaklari ABD hava kuvvetleri içinde bagimsiz olarak görev yapiyor. ABD donanma gemileri görünümündeki gemileri okyanus ve denizleri denetliyor. NSA'nin yer istasyonlarinin ABD büyükelçiliklerinde ya da ABD'ye dost ülkelerin topraklarinda, evsahibi ülkelerin denetimine tâbi olmaksizin faaliyette bulundugu saniliyor. Sistemin parçalari, internet, yeralti ve denizalti haberlesme kablolari, telsiz haberlesmesi ya da büyükelçiliklere yerlestirilen gizli aygitlar araciligiyla yapilan her türlü iletisimi ele geçiriyor ve uydular vasitasiyla NSA merkezine iletiliyor.
http://www.nsa.gov

Big Brother'in gözleri

Echelon'un uydu haberlesmelerini dinleyen gelismis anten sistemleri, ABD, Italya, Ingiltere, Türkiye, Yeni Zellanda, Kanada, Avustralya, Pakistan, Kenya topraklarinda ve muhtemelen diger bazi ülkelerde de faaliyette. Echelon'un üye ülkelerin yanisira açiklanmayan müttefik ülkelerde de dinleme sistemleri var. Bunlardan biri Kibris Rum Kesimi'nde. Rumlar tarafindan yakin geçmiste bu üs aleyhinde gösteriler düzenlenmisti. Iddialara göre, Echelon sistemine ait Türkiye'de de üsler bulunuyor. Bu üssün Karamürsel'de oldugu iddia ediliyor. Öte yandan Echelon'un miadini doldurdugu düsünülen cihazlari çogu zaman bulunduklari ülkenin istihbarat servislerine veriliyor. Bu iddiaya göre de, MIT'in elinde de Echelon'un eski cihazlari bulunuyor.

'Umbra Gamma' gizlilik!

UKUSA sistemi çerçevesindeki haberalma çalismalarinda, öteki örgütlere kiyasla çok daha siki gizlilik kurallari uygulaniyor. Sistemdeki izleme istasyonlarinda görev alan her kisi, bildiklerini "ömrü boyunca" sakli tutmayi taahhüt ediyor, göreve basladiginda bir "endoktrinasyon" sürecine tabi tutuluyor, her somut proje için bu endoktrinasyon tekrarlaniyor. Echelon ve kardeslerindeki en düsük gizlilik derecesi, öteki haberalma örgütlerinin "çok gizli" (top secret) kategorisinin de üzerinde "top secret umbra" damgasi tasiyor. Gizlilik derecesi daha yüksek dökümanlaraysa "Umbra Gamma" damgasi vuruluyor.

Gelismis bilgisayarlar kullaniliyor

UKUSA ittifakinin çerçevesine giren tüm haberalma agi, bir tür Internet gibi çalisiyor. Tüm istasyonlar, bir servis saglayici gibi çalisan NSA'nin "Platform" adli merkezi bilgisayar sistemiyle irtibatli. Sistemde ayrica Embroidery (Nakis) Tideway (Med kanali) Oceanfront (Okyanus kiyisi) gibi alt bilgisayar sistemleri bulunuyor. Ayrica çasitli birimlerin telekonferans yoluyla haberlesmesini saglayan Gigster adli, sifreli bir kanal da var. ABD ve Ingiliz askeri haberlesme uydulari Milstar ve Skynet'in yanisira, okyanus diplerindeki iletisim kablolari da çesitli birimler arasinda irtibat sagliyor.

Intelink adli özel bir sistem

Sistem, topladigi istihbarat bilgilerini de 1996 yilinda NSA'nin Fort Meade'deki merkezinde kurulan ve internet esaslarina göre çalisan "Intelink" adli bir bilisim agiyla paylasiyor. Intelink, ABD'nin 13 ayri istihbarat örgütüyle bazi dost istihbarat örgütlerini birbirine bagliyor. Yetkili kullanicilar bir "ana sayfa" üzerindeki haritanin çesitli yerlerine tiklayarak istedikleri ülke hakkindaki istihbarat bilgilerine ulasabiliyorlar.

Yarim saatte 1 milyondan fazla bilgi inceliyor

1982 yilinda eski NSA direktörü William Studeman'in verdigi bilgiye göre tek bir istihbarat toplama sistemi, yarim saat içinde 1 milyondan fazla girdi saglayabiliyor. Filtreler, bunlarin 6500'ü disindakileri atiyor. Bunlardan 1000 kadari, bir sonraki kademeye iletilmeye deger bulunuyor. Analistler bunlarin içinden normal olarak 10 tanesini seçiyor ve bunlardan yalnizca bir tanesi sonunda bir rapor haline geliyor. Haritalarda tüm dünyayi ince bir ag gibi ören bu dev elektronik istihbarat agi içinde Echelon'un 1970'li yillarda ortaya çiktigi ve iletisimin büyük ölçüde haberlesme uydulari araciligiyla yapilmaya baslamasiyla birlikte öneminin giderek arttigi saniliyor.

INTERNETIN KILIT NOKTALARINDA O VAR

Echelon sisteminin verimliligi için internetin yayginlasmasi büyük kolaylik sagladi. Uluslararasi internet aglarinin kilit noktalarina (Router) veri iletisimini filtreden geçiren adli "Sniffer" sistemler kullaniliyor. Öte yandan, kitalararasi iletisim hatlarini dinlemek (ABD'nin okyanus tabanindaki telefon hatlarini kontrol altinda tutabilmek için bu kablolara dinleme cihazlari yerlestirdigi bilinmektedir; bu cihazlardan biri 1982'de kablolarin bakimini yapan bir Fransiz sualti ekibi tarafindan bulunmustur) gibi çesitli yöntemlerle, dünya üzerindeki iletisim sistemlerinden geçen veri paketleri Echelon tarafindan toplan-maktadir.

TÜM VERILER KELIME KELIME TARANIYOR

Echelon tarafindan toplanan bütün bilgiler, otomatik olarak Echelon agina bagli "filtre" bilgisayarlarin içinden geçiriliyor. Her an, yüzbinlerce görüsme Echelon'a yakalaniyor. Telefon görüsmelerinin ses kayitlari, hassas "ses tanima" yazilimlari ile taranip otomatikman metne dönüstürülüyor. Bu metinlerde, önceden tespit edilen "tehlikeli" "anahtar sözcük" olup olmadigi sinaniyor. Eger böyle bir kelime saptanirsa, bilgisayarlar otomatik olarak o görüsmeyi hem ses hem de metin biçiminde dosyaliyor. Ardindan, görüsmeyi kimin yaptigi tespit ediliyor ve görüsmeyi yapan kisi izlenmeye aliniyor.

Elektronik sinyal istihbarati

Elektronik dinleme operasyonuna sinyal ihtihbarati (Signal Intelligence) ya da kisaca (Sigint) deniliyor. ABD, birkaç müttefikiyle birlikte yürüttügü "Sigint" sistemiyle her gün dünyanin her tarafindan milyonlarca mesaji yasal olmayan yollarla zaptedip inceliyor. Bu sinyal istihbaratinin yanisira, genel elektronik istihbarat sisteminin bir parçasi olarak IMINT (görüntü istihbarati) devrede. IMINT, fotograf uydulariyla resim çekerek ve radar uydulariyla karalari ve denizleri tarayarak gerçeklestirilen bir casusluk sistemi.

Bu görevi yürüten Ulusal Istihbarat Ofisi (NRO), Amerikan gizli servisleri arasinda en küçügü. 2000 kadar görevli, uydulari yörüngesinde tutmak ve yönlendirmekten sorumlu. Bu görevliler uydularla elde edilen gizli bilgileri ABD Merkezî Haberalma Örgütüne (CIA) ve Amerikan ordusuna dagitiyor.

Sinyal istihbarati yalnizca ABD'nin tekelinde degil. Bu alanda en büyük istihbarat faaliyeti NSA tarafindan yürütülmekteyse de, basta Rusya, Çin, Fransa olmak üzere baska bazi ülkeler de kendi sinyal istihbarat aglarini gelistirmeye çalisiyorlar. Hatta, Danimarka, Hollanda ve Isviçre gibi ülkelerin de görece küçük Echelon türü dinleme istasyonlari gelistirdikleri bildiriliyor.

HAVADA, KARADA VE DENIZDE ECHELON

UYDULAR
Dünya yörüngesindeki NSA'ya ait uydular, Echelon projesi için, ses, görüntü ve internet trafigini gaspedip NSA'ya gönderiyor.

DENIZALTILAR
ABD nükleer denizaltilari, kitalar arasinda haberlesmeyi saglayan okyanus diplerindeki kablolara gizlice alicilar yerlestiriyor.

GEMILER
Echelon sistemi için çalisan gemiler okyanuslarda sürekli seyir halindeler. Bu gemiler topladiklari bilgileri NSA merkezine iletiyor.

UÇAKLAR
Boeing 707 gövdeleri üzerinde gelistirilen RG-135 tipi uçaklar, tasidiklari süper bilgisayarlarla Echelon için çalisiyorlar.

YER ISTASYONLARI
Yer istasyonlari genelde ABD'nin büyükelçiliklerinde kurulu ve evsahibi ülkelerin denetimi olmaksizin görev yapiyor.

Echelon 11 Eylül'ün sifresini çözemedi
ABD'nin 11 Eylül saldirilarini Echelon araciligiyla haber alamamasinda en önemli neden olarak kriptoloji gösteriliyor.

11 Eylül'deki saldiri sonrasinda Echelon gibi yüksek teknolojiye sahip bir sistemin kurucusu olan ABD'nin, bu saldirilari neden önceden haber alamadigi tartisildi. 11 Eylül saldirilarinin, ABD'nin dünyadaki hakimiyetini pekistirme operasyonunun bir parçasi oldugu seklindeki komplo teorilerilerini simdilik bir yana birakirsak, NSA'nin 11 Eylül saldirilarini haber alamamasinda en önemli neden olarak kriptoloji gösteriliyor.

Bu görüse göre, bazi ülkeler gizlice haberlesmelerini dinleyen büyük "kulaklar"dan, bazi firmalar da bilgisayar korsanlarindan korktuklari için, sifreleme sistemleri büyük önem kazandi. Bu sifreleme sistemleri dogal olarak, teröristler tarafindan da yaygin bir sekilde kullaniliyor. Soguk Savas bitene kadar modern elektronik sifreler yalniz belli çevrelerce kullanilabildi. Bunlar askeri personel, casuslar ve diplomatlardi. Bu çevreler disinda sifre kullanilabilmesi için, kullanilan sifrelerin gizli servislerce çözülebilecek cinsten olmasi gerekliydi.

Echelon'un çözemedigi sifre

1991'de birden hersey degisti; genç bir Amerikali bilgisayarci Phil Zimmerman, kendi buldugu, çözümü son derece zor, çok basit bir sifre programini ücretsiz olarak internet araciligiyla bütün dünyaya yaydi. Bu sifre PGP (Pretty Good Privacy) olarak biliniyor (anlami: Mükemmel Sir Saklama). NSA'yi ve dünyanin bütün gizli servislerini bir korkudur aldi; onlar ki yillardir güvenli bir iletisim için en iyi sifreyi arayip duruyorlardi.

PGP'den sonra ona benzer daha mükemmel sifreler bulundu. NSA bilgisayarlari bunlarin hiçbirini, ya da hemen hemen hiçbirini, çözemiyor. Bunun için 250 haneli sayilarla olusturulan ve çözümü süper bilgisayarlarin bin yillarini alabilecek bu sifrelerin çözümü için NSA, kuramsal olarak bunlari birkaç saniye içinde çözebilecek kuantum bilgisayarlarin gelismesini sabirsizlikla bekliyor ve bu arastirmalari cömertçe destekliyor.

Sifre yazilimlarini artik herkes kullanabiliyor

Sifreleme teknolojilerinin önümüzdeki yillarda uzun süre tartisilacak bir konu oldugu belirtiliyor. Burada devletler, giderek karmasiklasan yapilari nedeniyle sifreleri çözmekte zorlandiklarindan yeni alternatifler ariyor. Üstelik bu giderek zorlasan sifreleme sistemlerinin internet üzerinden ücretsiz indirilebiliyor olmasi, herkesin mesajlarini sifreli olarak göndermesine olanak sagliyor. Bu durum, aglar üzerindeki dolasan bilgileri alikoyma yetenegi azalan Echelon gibi sistemlerin sahiplerini tedirgin ediyor. Tahminlere göre, 11 Eylül'ü Echelon sistemi, saldiriyi düzenleyenlerin yüksek güvenlikli sifreleme sistemleri kullanarak haberlesmesi nedeniyle haber alamadi.

"Arka kapi" tehlikesi

Siber uzayda dolasan bilgileri okuma yetenegini kaybettigi zaman, degerli bir silahini kaybetmis olacak olan devletler, yazilimlarin sadece kendileri tarafindan açilabilecek "arka kapi"lar birakilarak hazirlanmasinda israrli.

Buna "anahtar rehim" veya "anahtar geri alma sistemi" deniliyor. Amerikan popüler söyleminde bu durum "Chipper Chip" olarak bilinir. Iddialara göre, Microsoft, ABD çikarlari ve bazi ticari sirlari elde etmek için, ürettigi yazilimlarda bir açik kapi birakiyor ve bu açik kapi sayesinde, ABD askeri ve istihbarat birimleri, üzerinde Microsoft yazilimi bulunan bilgisayarlardan kullanici farkina bile varmadan bilgi alabiliyorlar. Bilindigi gibi, basini Rusya, Çin ve Fransa'nin çektigi bazi devletler, bu tehlikeye karsi ülke sirlari ve askeri güvenligi saglamak için, Linux tabanli "Milli Isletim Sistemi" üretme yoluna gidiyorlar.

Echelon'u örseleme günü: Jam Echelon Day!

Echelon'un varliginin ögrenilmesinden sonra, Echelon karsiti sivil gruplar olusmaya basladi. Echelon karsitlarinin açtigi ve http://uid0.sk/echelon/mail_en.php adresinden ulasilabilen bir siteden, sistemi kilitlemek için, mesaj göndermek mümkün olabiliyor. Echelon'un tehlikeli olarak tanimlamis olabilecegi kelimeler, gönderilecek mesaja yaziliyor ve bu mesaj Echelon'un kuruldugu gün olan 21 Ekim günü postalanmak üzere saklanabiliyor veya hemen gönderilebiliyor.

Bu yöntemin Echelon'a karsi etkili olup olmadigi bilinmiyor. Sistemin büyüklügü ele alindiginda, "Echelon Day" kapsaminda gönderilen mesajlarin, sembolik kalacagi varsayilabilir. Bu eylemin amaci olsa olsa, insanlari Echelon hakkinda bilgilendirmek ve Echelon'a karsi tepkisiz kalinmayacagini, projenin sahiplerine göstermektir.

INTERNETIN YAYGINLASMASI BU PLANIN BIR PARÇASI MI?

Küresel bir bilgi agi olan internetin yayginlasmasi ve e-devlet projelerinin gelistirilmesinin en önemli amaçlarindan biri, kitlelerin daha iyi izlenmesidir. Internet ne kadar çok yayginlasirsa, Echelon gibi kulaklara sahip ülkeler, ag üzerinde dolasmakta olan daha fazla bilgiyi alikoyacaklardir. Interneti kullanan, onun e-posta, haber gruplari, web sayfalari, sohbet odalari gibi hizmetlerini kullanan herkes arkasinda iz birakmaktadir. Örnegin, ücretsiz e-posta adresi veren bir sirkete veya bir siteye kayit olurken verdigimiz bilgiler sadece o hizmeti aldigimiz sirketin eline geçmez. Sirketler ticari olarak bunu baska firmalara satabilecegi gibi, siber aglar üzerinde dolasan bu bilgiler Echelon ve benzeri sistemler tarafindan yakalanir. Benzer sekilde, e-devlet projesi de hükümetlerin vatandaslarini fislemek ve davranislarini izlemesinden baska bir sey degildir. E-devlet projesi, devletle olan iliskilerimizde, bürokrasiyi azaltarak büyük yararlar saglarsa da, bireyler için yarardan çok zarar getirebilir.

Echelon üsleri kapatilacak

NSA ve Amerikan ordusu, gelecekte uzaydan casusluk sistemlerini havada onlarca saat kalabilen pilotsuz uçaklarla tamamlamayi düsünüyor. Gelecek yillarda casus uydular ve pilotsuz uçaklar, çok yükseklerden dünyayi dinleyen "büyük kulaklar" olacaklar ve IOSA (Integrated Overhead Sigint Architecture) mimarisi altinda birlestirilecekler; bunlar sayesinde NSA'nin bir düsü gerçeklesecek: yabanci ülkelerdeki NSA istasyonlarini kapatmak. NSA, savas karsitlarinin gösterilerine, parlamento arastirmalarina –en son Avrupa Parlamentosu örnegi– ve yerel görevlilerin kaçmasina neden olduklari için çok göze batan bu istasyonlari kapatmayi planliyor. Gelecegin IOSA projesiyse uydularin baska uydularca dinlenmesine ve pilotsuz uçaklarla istihbarata yönelik. Toplanan bilgiler derhal röle (araci) uydularla ABD'ye iletilerek islenecek...........(.günün konusuna uygun. kim kimi dinlemiyorki şeffaf dünya) ....z

Kaynak: Bizim Coğrafya - Hayat Coğrafya'da, Coğrafya Hayatımızda

Cahit ERAYDIN · 19-Şubat-2010, 20:54

Bizim ülkemizdeki kulaklarda yabana atılmaz hani (Tele kulak)

Paylaşım için teşekkürler...

Tugay NAYKI · 19-Şubat-2010, 22:57

Cahit ERAYDIN Nickli Üyeden Alıntı

Bizim ülkemizdeki kulaklarda yabana atılmaz hani (Tele kulak)

Paylaşım için teşekkürler...

Bizim ülkede paranoyak oldu millet..

Dağdaki çoban bile dinlenir oldu..

Malum korku imparatorluğu yaratılmaya, insanların önüne zaaflarını koyacaklar ya..

Hatta bugün genelkurmay açıkladı askeriyenin en tepesindeki adamın bile konuşmasına müdahale ederek ortaya ses kayıtları çıkarmışlar..

Gerçi herkes birbirini dinler oldu ya..

19-Şubat-2010, 20:22	#1 (permalink)
zumrut_ Zümrüt Üye Üyelik tarihi: 08-Haziran-2009 Ad- Soyad: zumrut Bulunduğu yer: Yurt dışı Mesajlar: 1.249 Teşekkürleri: 1.215 762 mesajına 2.493 kere teşekkür edildi.	Dünyadaki Bütün İletisimi Dinleyen Dev Bir Kulak.. Dünyadaki Bütün İletisimi Dinleyen Dev Bir Kulak.. 50 yildir dinliyorlar 1960'da Rusya'ya iltica eden iki NSA görevlisi ABD'nin 40 ülkenin haberlesmesini dinledigini açikladi. ABD bu iddiayi sürekli inkar etti. Dünyadaki bütün telefon, faks, telsiz, SMS ve elektronik posta iletisimini dinleyen dev bir kulak: Echelon. Amerika Birlesik Devletleri'nin sürekli inkar ettigi Echelon'un varligi resmi olarak ilk kez, 23 Mayis 1999'da Avustralya, Canberra'daki Savunma Sinyalleri Müdürlügü (DSD) Baskani Martin Brady'nin yaptigi açiklamayla kabul edildi. Brady, ülkesinin 50 yildir varolan ve gizlenen küresel bir elektronik izleme sisteminin parçasi oldugunu kabul eden ilk kisi oldu. Bu gelisme, üye ülkeleri en çok da ABD ve Ingiltere'yi rahatsiz etti. Sisteme 5 ülke üye idi ve diger üyeler, Yeni Zelanda ve Kanada idi. Ayrica, çesitli müttefik ülkelerde de Echelon'un üsleri bulunuyordu. 1960'ta eski ajanlari itiraf etti Dünyanin gizli bir kulak tarafindan dinlendigi aslinda 1960 yilinda ortaya çikmisti. Rusya'ya iltica eden iki NSA görevlisi, Bernon Mitchell ve William Martin, 6 Eylül 1960'da Moskova'da bir basin toplantisinda NSA'nin 2000 dinleme istasyonuyla, bunlarin kurulu olduklari ülkeler de dahil olmak üzere en az 40 ülkenin gizli haberlesmesini dinledigini açikladilar. Dünyanin her yanina dagilmis olan istasyonlardaki binlerce analistin mesajlarini izledigi "mimli" kisiler arasinda, Afrikali gerilla liderlerinin yanisira, Vietnam Savasi'na karsi çikan aktris Jane Fonda ile bebek bakimi uzmani Dr. Benjamin Spock da bulunuyordu. Avrupa'nin yüzde 90'ini dinliyor Sistemin varliginin ilk kez Echelon'a üye ülkelerden biri olan Avustralya tarafindan kabul edilmesinden sonra Avrupa Birligi harekete geçti. ABD'den istihbari olarak geri kalmamak için, hemen bir rapor hazirlatti. Echelon hakkinda Avrupa Parlementosu'ndaki ilk rapor 1988'de yayinlandi. AB raporuna göre ABD, Avrupa'daki telefon, faks ve e-posta haberlesmelerinin %90'ini Echelon sistemiyle denetliyordu. Raporun açiklanmasinin ardindan Italya, Echelon'un bilgi toplama yöntemlerinin Italyan kanunlarina aykiriliginin incelenmesi için bir komisyon kurdu. Danimarka Parlamentosu da benzer bir arastirma baslatti. Ve 1999'da, ABD'deki elektronik mahremiyet örgütü EPIC, Echelon'la ilgili olarak ABD hükümetini mahkemeye verdi. AB'nin 'Echelon'u Enfopol AB raporunun hazirlanmasinin amaci, ABD'nin dünyayi dinleme faaliyetlerinin bir benzerinin Avrupa Birligi tarafindan gerçeklestirilmesiydi. AB'ye üye ülkeler, ABD'nin internet de dahil olmak üzere dünya iletisimini gizli bir biçimde takip etmekte kullandigi Echelon adli sistemine bir "rakip" çikarma hazirligi yapiyor. AB'nin dinleme sistemine Enfopol adli veriliyor. Öte yandan ABD ve Echelon üyeleri olan, Ingiltere, Yeni Zelanda, Kanada, Avustralya'nin yanisira, Rusya, Çin, Danimarka, Hollanda, Isviçre, Fransa ve Israil gibi devletlerin de benzer sistemler kullandigi biliniyor. Ticarî sirlari da çaliyorlar Echelon'un ortaya çikisiyla birlikte, ABD'nin uluslararasi ihalelere girecek Amerikan sirketleri için rakiplerin sirlarini çalmak için de sistemi kullandigi öne sürüldü. Iddiaya göre, ABD firmalarinin katilacagi ihalelerde rakip sirketlerin iletisimi dinlenerek milyarlarca dolarlik kazanç saglandi. Avrupa Birligi, Ingiltere disinda bu aga karsi engelleme çalismalarini yogun sekilde sürdürüyor. Tüm haberlesmeyi zaptediyor Avrupa Parlamentosu'na 1999'da elektronik istihbarat konusunda sunulan ikinci raporun yazari olan Duncan Campbell'e göre Echelon, ABD'nin en büyük istihbarat örgütü olan Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) tarafindan, ticari ve askeri iletisim uydulari araciligiyla yapilan haberlesmeyi zaptedip incelemek için gelistirilen bir araç. Sistemin öteki parçalari da internet, yeralti ve denizalti haberlesme kablolari, telsiz haberlesmesi ya da büyükelçiliklere yerlestirilen gizli aygitlar araciligiyla yapilan her türlü iletisimi zaptediyor ya da özel uydularla haberlesme sinyallerini topluyor. Kökleri Enigma'ya kadar uzaniyor Echelon'un kökleri Ikinci Dünya Savasi yillarina kadar uzaniyor. Nazi 'Almanya'sina karsi savasta ittifak yapan Ingiltere ve ABD, dogal olarak istihbarat alaninda da yakin bir isbirligi yaptilar. Alman sifre makinesi Enigma'nin sifresini çözmekle görevlendirilen matematikçi ve bilgisayar teknolojisinin önderi Alan Turing ve ekibi, sifreyi basariyla çözdü ve anahtarini Amerikalilar'a da verdi. Amerikalilar da Japonlar'in askeri sifrelerini çözerek Ingilizler'e verdi. Iki ülke bu yolla düsmanlarinin radyo haberlesmelerini dinlediler ve yüzbinlerce gizli mesaji çözdüler. Savasin sona ermesinin ardindan NSA ve Ingiliz Devlet Iletisim Karargahi GCQH 1947 yilinda UKUSA (INGILTERE-ABD) anlasmasini imzaladilar. Daha sonra Ingiliz Uluslar Toplulugu üyesi Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'nin elektronik istihbarat birimleri de anlasmaya katildi. Nihayet Bati Almanya, Danimarka, Norveç ve Türkiye de UKUSA kapsamina "üçüncü ülkeler" olarak eklendiler. Ingilizce konusan bes ülke dünyanin çesitli bölümlerindeki haberlesmeyi izlemek üzere isbirligi yaptilar. Ingiltere'nin payina Afrika ile Urallar'a kadar Avrupa düstü. Kanada, kuzey enlemleri ve Kuzey Kutbu'ndaki, Avustralya da Okyanusya'daki iletisimi izleme sorumlulugunu üstlendiler. Echelon sisteminde üye ülkeler adina Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansi (NSA), Kanadali (CSE), Ingiliz (GCHQ), Yeni Zelandali (GCSB) ve Avustralya'daki DSD (Savunma Sinyalleri Müdürlügü) görev yapiyor. DÜNYANIN EN BÜYÜK KULAGI: NSA Amerika'da dinleme faaliyetlerini yürüten üç ayri kurulus bulunuyor; NSA (Ulusal Güvenlik Ajansi), FBI (Federal Arastirma Bürosu) ve CIA. ABD'nin 'en büyük kulagi' olan NSA, Baskan Harry S. Truman'in 24 Ekim 1952'de imzaladigi 'çok gizli' genelgeyle kuruldu. Truman bu yeni kurulusa, dünya çapinda iletisim istihbarati görevi verdi. Önceleri diplomatlarin ve askerlerin sifreli telsiz görüsmelerini dinleyen NSA, daha sonralari uluslararasi sivil telefon görüsmelerini de hedefleri arasina aldi. 1960'li ve 70'li yillarda ortaya çikan yönlü telsiz haberlesme ve uydu teknolojisi NSA'nin isini daha da kolaylastirdi. Artik havaya çikan hiçbir radyo sinyali, hiçbir telefon görüsmesi NSA'nin dünya yüzeyine dagilmis binlerce uzmaninin eline düsmekten kurtulamiyordu. NSA, kurulduktan hemen sonra, gizli bir iç yönetmelik çikararak CIA ile isbölümü yapti. CIA de bir yil sonra, kendi sinirlarinin belirlemek amaciyla FBI ile pazarliga oturdu. CIA'nin ülke içindeki faaliyet alani çizildi. NSA'da halen 21 bin personel görev yapiyor. Bu rakam bazi iddialara göre 50 bin civarinda. ABD, elektronik istihbarat için yilda 20 milyar dolar harciyor. NSA'nin yillik bütçesi ise 3,6 milyar dolar. NSA'nin Boeing 707 uçak gövdeleri üzerinde gelistirilen RG-135 tipi uçaklari ABD hava kuvvetleri içinde bagimsiz olarak görev yapiyor. ABD donanma gemileri görünümündeki gemileri okyanus ve denizleri denetliyor. NSA'nin yer istasyonlarinin ABD büyükelçiliklerinde ya da ABD'ye dost ülkelerin topraklarinda, evsahibi ülkelerin denetimine tâbi olmaksizin faaliyette bulundugu saniliyor. Sistemin parçalari, internet, yeralti ve denizalti haberlesme kablolari, telsiz haberlesmesi ya da büyükelçiliklere yerlestirilen gizli aygitlar araciligiyla yapilan her türlü iletisimi ele geçiriyor ve uydular vasitasiyla NSA merkezine iletiliyor. http://www.nsa.gov Big Brother'in gözleri Echelon'un uydu haberlesmelerini dinleyen gelismis anten sistemleri, ABD, Italya, Ingiltere, Türkiye, Yeni Zellanda, Kanada, Avustralya, Pakistan, Kenya topraklarinda ve muhtemelen diger bazi ülkelerde de faaliyette. Echelon'un üye ülkelerin yanisira açiklanmayan müttefik ülkelerde de dinleme sistemleri var. Bunlardan biri Kibris Rum Kesimi'nde. Rumlar tarafindan yakin geçmiste bu üs aleyhinde gösteriler düzenlenmisti. Iddialara göre, Echelon sistemine ait Türkiye'de de üsler bulunuyor. Bu üssün Karamürsel'de oldugu iddia ediliyor. Öte yandan Echelon'un miadini doldurdugu düsünülen cihazlari çogu zaman bulunduklari ülkenin istihbarat servislerine veriliyor. Bu iddiaya göre de, MIT'in elinde de Echelon'un eski cihazlari bulunuyor. 'Umbra Gamma' gizlilik! UKUSA sistemi çerçevesindeki haberalma çalismalarinda, öteki örgütlere kiyasla çok daha siki gizlilik kurallari uygulaniyor. Sistemdeki izleme istasyonlarinda görev alan her kisi, bildiklerini "ömrü boyunca" sakli tutmayi taahhüt ediyor, göreve basladiginda bir "endoktrinasyon" sürecine tabi tutuluyor, her somut proje için bu endoktrinasyon tekrarlaniyor. Echelon ve kardeslerindeki en düsük gizlilik derecesi, öteki haberalma örgütlerinin "çok gizli" (top secret) kategorisinin de üzerinde "top secret umbra" damgasi tasiyor. Gizlilik derecesi daha yüksek dökümanlaraysa "Umbra Gamma" damgasi vuruluyor. Gelismis bilgisayarlar kullaniliyor UKUSA ittifakinin çerçevesine giren tüm haberalma agi, bir tür Internet gibi çalisiyor. Tüm istasyonlar, bir servis saglayici gibi çalisan NSA'nin "Platform" adli merkezi bilgisayar sistemiyle irtibatli. Sistemde ayrica Embroidery (Nakis) Tideway (Med kanali) Oceanfront (Okyanus kiyisi) gibi alt bilgisayar sistemleri bulunuyor. Ayrica çasitli birimlerin telekonferans yoluyla haberlesmesini saglayan Gigster adli, sifreli bir kanal da var. ABD ve Ingiliz askeri haberlesme uydulari Milstar ve Skynet'in yanisira, okyanus diplerindeki iletisim kablolari da çesitli birimler arasinda irtibat sagliyor. Intelink adli özel bir sistem Sistem, topladigi istihbarat bilgilerini de 1996 yilinda NSA'nin Fort Meade'deki merkezinde kurulan ve internet esaslarina göre çalisan "Intelink" adli bir bilisim agiyla paylasiyor. Intelink, ABD'nin 13 ayri istihbarat örgütüyle bazi dost istihbarat örgütlerini birbirine bagliyor. Yetkili kullanicilar bir "ana sayfa" üzerindeki haritanin çesitli yerlerine tiklayarak istedikleri ülke hakkindaki istihbarat bilgilerine ulasabiliyorlar. Yarim saatte 1 milyondan fazla bilgi inceliyor 1982 yilinda eski NSA direktörü William Studeman'in verdigi bilgiye göre tek bir istihbarat toplama sistemi, yarim saat içinde 1 milyondan fazla girdi saglayabiliyor. Filtreler, bunlarin 6500'ü disindakileri atiyor. Bunlardan 1000 kadari, bir sonraki kademeye iletilmeye deger bulunuyor. Analistler bunlarin içinden normal olarak 10 tanesini seçiyor ve bunlardan yalnizca bir tanesi sonunda bir rapor haline geliyor. Haritalarda tüm dünyayi ince bir ag gibi ören bu dev elektronik istihbarat agi içinde Echelon'un 1970'li yillarda ortaya çiktigi ve iletisimin büyük ölçüde haberlesme uydulari araciligiyla yapilmaya baslamasiyla birlikte öneminin giderek arttigi saniliyor. INTERNETIN KILIT NOKTALARINDA O VAR Echelon sisteminin verimliligi için internetin yayginlasmasi büyük kolaylik sagladi. Uluslararasi internet aglarinin kilit noktalarina (Router) veri iletisimini filtreden geçiren adli "Sniffer" sistemler kullaniliyor. Öte yandan, kitalararasi iletisim hatlarini dinlemek (ABD'nin okyanus tabanindaki telefon hatlarini kontrol altinda tutabilmek için bu kablolara dinleme cihazlari yerlestirdigi bilinmektedir; bu cihazlardan biri 1982'de kablolarin bakimini yapan bir Fransiz sualti ekibi tarafindan bulunmustur) gibi çesitli yöntemlerle, dünya üzerindeki iletisim sistemlerinden geçen veri paketleri Echelon tarafindan toplan-maktadir. TÜM VERILER KELIME KELIME TARANIYOR Echelon tarafindan toplanan bütün bilgiler, otomatik olarak Echelon agina bagli "filtre" bilgisayarlarin içinden geçiriliyor. Her an, yüzbinlerce görüsme Echelon'a yakalaniyor. Telefon görüsmelerinin ses kayitlari, hassas "ses tanima" yazilimlari ile taranip otomatikman metne dönüstürülüyor. Bu metinlerde, önceden tespit edilen "tehlikeli" "anahtar sözcük" olup olmadigi sinaniyor. Eger böyle bir kelime saptanirsa, bilgisayarlar otomatik olarak o görüsmeyi hem ses hem de metin biçiminde dosyaliyor. Ardindan, görüsmeyi kimin yaptigi tespit ediliyor ve görüsmeyi yapan kisi izlenmeye aliniyor. Elektronik sinyal istihbarati Elektronik dinleme operasyonuna sinyal ihtihbarati (Signal Intelligence) ya da kisaca (Sigint) deniliyor. ABD, birkaç müttefikiyle birlikte yürüttügü "Sigint" sistemiyle her gün dünyanin her tarafindan milyonlarca mesaji yasal olmayan yollarla zaptedip inceliyor. Bu sinyal istihbaratinin yanisira, genel elektronik istihbarat sisteminin bir parçasi olarak IMINT (görüntü istihbarati) devrede. IMINT, fotograf uydulariyla resim çekerek ve radar uydulariyla karalari ve denizleri tarayarak gerçeklestirilen bir casusluk sistemi. Bu görevi yürüten Ulusal Istihbarat Ofisi (NRO), Amerikan gizli servisleri arasinda en küçügü. 2000 kadar görevli, uydulari yörüngesinde tutmak ve yönlendirmekten sorumlu. Bu görevliler uydularla elde edilen gizli bilgileri ABD Merkezî Haberalma Örgütüne (CIA) ve Amerikan ordusuna dagitiyor. Sinyal istihbarati yalnizca ABD'nin tekelinde degil. Bu alanda en büyük istihbarat faaliyeti NSA tarafindan yürütülmekteyse de, basta Rusya, Çin, Fransa olmak üzere baska bazi ülkeler de kendi sinyal istihbarat aglarini gelistirmeye çalisiyorlar. Hatta, Danimarka, Hollanda ve Isviçre gibi ülkelerin de görece küçük Echelon türü dinleme istasyonlari gelistirdikleri bildiriliyor. HAVADA, KARADA VE DENIZDE ECHELON UYDULAR Dünya yörüngesindeki NSA'ya ait uydular, Echelon projesi için, ses, görüntü ve internet trafigini gaspedip NSA'ya gönderiyor. DENIZALTILAR ABD nükleer denizaltilari, kitalar arasinda haberlesmeyi saglayan okyanus diplerindeki kablolara gizlice alicilar yerlestiriyor. GEMILER Echelon sistemi için çalisan gemiler okyanuslarda sürekli seyir halindeler. Bu gemiler topladiklari bilgileri NSA merkezine iletiyor. UÇAKLAR Boeing 707 gövdeleri üzerinde gelistirilen RG-135 tipi uçaklar, tasidiklari süper bilgisayarlarla Echelon için çalisiyorlar. YER ISTASYONLARI Yer istasyonlari genelde ABD'nin büyükelçiliklerinde kurulu ve evsahibi ülkelerin denetimi olmaksizin görev yapiyor. Echelon 11 Eylül'ün sifresini çözemedi ABD'nin 11 Eylül saldirilarini Echelon araciligiyla haber alamamasinda en önemli neden olarak kriptoloji gösteriliyor. 11 Eylül'deki saldiri sonrasinda Echelon gibi yüksek teknolojiye sahip bir sistemin kurucusu olan ABD'nin, bu saldirilari neden önceden haber alamadigi tartisildi. 11 Eylül saldirilarinin, ABD'nin dünyadaki hakimiyetini pekistirme operasyonunun bir parçasi oldugu seklindeki komplo teorilerilerini simdilik bir yana birakirsak, NSA'nin 11 Eylül saldirilarini haber alamamasinda en önemli neden olarak kriptoloji gösteriliyor. Bu görüse göre, bazi ülkeler gizlice haberlesmelerini dinleyen büyük "kulaklar"dan, bazi firmalar da bilgisayar korsanlarindan korktuklari için, sifreleme sistemleri büyük önem kazandi. Bu sifreleme sistemleri dogal olarak, teröristler tarafindan da yaygin bir sekilde kullaniliyor. Soguk Savas bitene kadar modern elektronik sifreler yalniz belli çevrelerce kullanilabildi. Bunlar askeri personel, casuslar ve diplomatlardi. Bu çevreler disinda sifre kullanilabilmesi için, kullanilan sifrelerin gizli servislerce çözülebilecek cinsten olmasi gerekliydi. Echelon'un çözemedigi sifre 1991'de birden hersey degisti; genç bir Amerikali bilgisayarci Phil Zimmerman, kendi buldugu, çözümü son derece zor, çok basit bir sifre programini ücretsiz olarak internet araciligiyla bütün dünyaya yaydi. Bu sifre PGP (Pretty Good Privacy) olarak biliniyor (anlami: Mükemmel Sir Saklama). NSA'yi ve dünyanin bütün gizli servislerini bir korkudur aldi; onlar ki yillardir güvenli bir iletisim için en iyi sifreyi arayip duruyorlardi. PGP'den sonra ona benzer daha mükemmel sifreler bulundu. NSA bilgisayarlari bunlarin hiçbirini, ya da hemen hemen hiçbirini, çözemiyor. Bunun için 250 haneli sayilarla olusturulan ve çözümü süper bilgisayarlarin bin yillarini alabilecek bu sifrelerin çözümü için NSA, kuramsal olarak bunlari birkaç saniye içinde çözebilecek kuantum bilgisayarlarin gelismesini sabirsizlikla bekliyor ve bu arastirmalari cömertçe destekliyor. Sifre yazilimlarini artik herkes kullanabiliyor Sifreleme teknolojilerinin önümüzdeki yillarda uzun süre tartisilacak bir konu oldugu belirtiliyor. Burada devletler, giderek karmasiklasan yapilari nedeniyle sifreleri çözmekte zorlandiklarindan yeni alternatifler ariyor. Üstelik bu giderek zorlasan sifreleme sistemlerinin internet üzerinden ücretsiz indirilebiliyor olmasi, herkesin mesajlarini sifreli olarak göndermesine olanak sagliyor. Bu durum, aglar üzerindeki dolasan bilgileri alikoyma yetenegi azalan Echelon gibi sistemlerin sahiplerini tedirgin ediyor. Tahminlere göre, 11 Eylül'ü Echelon sistemi, saldiriyi düzenleyenlerin yüksek güvenlikli sifreleme sistemleri kullanarak haberlesmesi nedeniyle haber alamadi. "Arka kapi" tehlikesi Siber uzayda dolasan bilgileri okuma yetenegini kaybettigi zaman, degerli bir silahini kaybetmis olacak olan devletler, yazilimlarin sadece kendileri tarafindan açilabilecek "arka kapi"lar birakilarak hazirlanmasinda israrli. Buna "anahtar rehim" veya "anahtar geri alma sistemi" deniliyor. Amerikan popüler söyleminde bu durum "Chipper Chip" olarak bilinir. Iddialara göre, Microsoft, ABD çikarlari ve bazi ticari sirlari elde etmek için, ürettigi yazilimlarda bir açik kapi birakiyor ve bu açik kapi sayesinde, ABD askeri ve istihbarat birimleri, üzerinde Microsoft yazilimi bulunan bilgisayarlardan kullanici farkina bile varmadan bilgi alabiliyorlar. Bilindigi gibi, basini Rusya, Çin ve Fransa'nin çektigi bazi devletler, bu tehlikeye karsi ülke sirlari ve askeri güvenligi saglamak için, Linux tabanli "Milli Isletim Sistemi" üretme yoluna gidiyorlar. Echelon'u örseleme günü: Jam Echelon Day! Echelon'un varliginin ögrenilmesinden sonra, Echelon karsiti sivil gruplar olusmaya basladi. Echelon karsitlarinin açtigi ve http://uid0.sk/echelon/mail_en.php adresinden ulasilabilen bir siteden, sistemi kilitlemek için, mesaj göndermek mümkün olabiliyor. Echelon'un tehlikeli olarak tanimlamis olabilecegi kelimeler, gönderilecek mesaja yaziliyor ve bu mesaj Echelon'un kuruldugu gün olan 21 Ekim günü postalanmak üzere saklanabiliyor veya hemen gönderilebiliyor. Bu yöntemin Echelon'a karsi etkili olup olmadigi bilinmiyor. Sistemin büyüklügü ele alindiginda, "Echelon Day" kapsaminda gönderilen mesajlarin, sembolik kalacagi varsayilabilir. Bu eylemin amaci olsa olsa, insanlari Echelon hakkinda bilgilendirmek ve Echelon'a karsi tepkisiz kalinmayacagini, projenin sahiplerine göstermektir. INTERNETIN YAYGINLASMASI BU PLANIN BIR PARÇASI MI? Küresel bir bilgi agi olan internetin yayginlasmasi ve e-devlet projelerinin gelistirilmesinin en önemli amaçlarindan biri, kitlelerin daha iyi izlenmesidir. Internet ne kadar çok yayginlasirsa, Echelon gibi kulaklara sahip ülkeler, ag üzerinde dolasmakta olan daha fazla bilgiyi alikoyacaklardir. Interneti kullanan, onun e-posta, haber gruplari, web sayfalari, sohbet odalari gibi hizmetlerini kullanan herkes arkasinda iz birakmaktadir. Örnegin, ücretsiz e-posta adresi veren bir sirkete veya bir siteye kayit olurken verdigimiz bilgiler sadece o hizmeti aldigimiz sirketin eline geçmez. Sirketler ticari olarak bunu baska firmalara satabilecegi gibi, siber aglar üzerinde dolasan bu bilgiler Echelon ve benzeri sistemler tarafindan yakalanir. Benzer sekilde, e-devlet projesi de hükümetlerin vatandaslarini fislemek ve davranislarini izlemesinden baska bir sey degildir. E-devlet projesi, devletle olan iliskilerimizde, bürokrasiyi azaltarak büyük yararlar saglarsa da, bireyler için yarardan çok zarar getirebilir. Echelon üsleri kapatilacak NSA ve Amerikan ordusu, gelecekte uzaydan casusluk sistemlerini havada onlarca saat kalabilen pilotsuz uçaklarla tamamlamayi düsünüyor. Gelecek yillarda casus uydular ve pilotsuz uçaklar, çok yükseklerden dünyayi dinleyen "büyük kulaklar" olacaklar ve IOSA (Integrated Overhead Sigint Architecture) mimarisi altinda birlestirilecekler; bunlar sayesinde NSA'nin bir düsü gerçeklesecek: yabanci ülkelerdeki NSA istasyonlarini kapatmak. NSA, savas karsitlarinin gösterilerine, parlamento arastirmalarina –en son Avrupa Parlamentosu örnegi– ve yerel görevlilerin kaçmasina neden olduklari için çok göze batan bu istasyonlari kapatmayi planliyor. Gelecegin IOSA projesiyse uydularin baska uydularca dinlenmesine ve pilotsuz uçaklarla istihbarata yönelik. Toplanan bilgiler derhal röle (araci) uydularla ABD'ye iletilerek islenecek...........(.günün konusuna uygun. kim kimi dinlemiyorki şeffaf dünya) ....z Kaynak: Bizim Coğrafya - Hayat Coğrafya'da, Coğrafya Hayatımızda

19-Şubat-2010, 20:54	#2 (permalink)
Cahit ERAYDIN Bizim Coğrafya Yöneticisi Üyelik tarihi: 04-Haziran-2009 Bulunduğu yer: BURDUR Yaş: 66 Mesajlar: 2.075 Teşekkürleri: 565 836 mesajına 4.324 kere teşekkür edildi.	Bizim ülkemizdeki kulaklarda yabana atılmaz hani (Tele kulak) Paylaşım için teşekkürler... __________________ Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler !!! KEMAL ATATÜRK Öğretmenler ; Cumhuriyet sizden fikri hür,vicdanı hür,irfanı hür nesiller ister KEMAL ATATÜRK

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)