09-Mayıs-2011, 22:41
|
#1 (permalink)
|
Zümrüt Üye
Üyelik tarihi: 08-Haziran-2009 Ad- Soyad: zumrut Bulunduğu yer: Yurt dışı
Mesajlar: 1.249
Teşekkürleri: 1.215
762 mesajına 2.493 kere teşekkür edildi.
| Kök Hücrenin Karanlık Yüzü: Üstün Irk..! Embriyonik kök hücre araştırmalarının amacı ne? Hastalıkları sona erdirmek mi, insan mühendisliği mi? Dr. Reardon bütün insanlığı bu tehlikeli yola girilmemesi konusunda uyarıyor… Çünkü yolun bir ucu “yönetici üstün ırk”a diğeri ise “hizmetçi insan-altı varlıklar”a çıkıyor.
Biyomedikal etik konusunda uzman olan ABD’li Dr. David Reardon embriyonik kök hücre araştırmalarının nihai amacını “İnsan-üstü bir ırk arayışı, tehlikeli veya pis işleri yapacak insan-altı varlıklar üretme çabası…” olarak tanımlıyor. Reardon’a göre, araştırmacılar hastalıkları tedavi etme bahanesine sığınıyor ama asıl hedefleri “daha üstün insanlar yaratmak”.
Birçok araştırmacı embriyonik kök hücre araştırmalarına neden büyük fonlar ayrıldığını merak ediyor. Çünkü, embriyonik kök hücreler hiçbir hastalığın tedavisinde kullanılmıyor. Oysa yetişkinlerden alınan kök hücrelerle neredeyse yüz hastalık tedavi ediliyor.
Dr. Reardon, iddiasının biraz abartılı görünebileceğinin farkında… Bu nedenle, bizzat bilim adamlarının söylediklerinden alıntıları listelemiş:
Mesela, DNA yapısını tanımlayarak 1962 yılında Nobel ödülü kazanan James Watson, aptallığı bir hastalık olarak tanımlamış, “aptallık” geni olmayan “daha üstün” insanlar yaratma özgürlüğünün olmasını istemişti.
1991 yılında vefat eden Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Joseph Fletcher ise şunları söylemişti: “Kimeralar (insan-hayvan melezleri) veya insan benzeri varlıklar, tehlikeli veya alçaltıcı işleri yapmak üzere tasarlanabilir. Zaten şu anda da, düşük seviyeli işleri, kontrolsüz üremenin kurbanı olan zekâ bakımından geride kalmış insanlar yapmaktadır. Bu tür işçilerin üretimini tesadüflere bırakmaktansa, neden melezler aracılığıyla planlı programlı olarak yapmayalım?”.
Toplum sağlığı konusunda uzman Gregory Stock ise, 2002 yılında yazdığı “İnsanları Yeniden Şekillendirmek: Kaçınılmaz Genetik Geleceğimiz” isimli kitabında biyolojik manipülasyonu övüyor.
elliotinstitute.org sitesinde verilen bazı bilgiler şöyle:
“İnsan mühendisliğinin ve hayvan – insan melezlerinin tehdidi
• Modern öjenistler ve transhumanistler, biyoteknoloji yöntemlerini kullanarak insanlığı sonsuza kadar değiştirmek istiyorlar. Sadece toplumu değil, biyolojimizi de değiştirmeyi amaçlıyorlar.
• Hastalıkları sona erdirmekten bahsediyorlar fakat asıl amaçları “daha üstün” insanlar yaratmak. Genetik bilimini kullanarak “homo superior” gibi yeni insan ırkları yaratmaya çalışıyorlar.
• Bazıları da tam ters yönde çalışıp, insan ve hayvan genlerini harmanlayarak insan-altı varlıklar oluşturmaya çalışıyor. Bu insan-hayvan melezlerinin, tehlikeli işleri yapmak veya homo superior’a başka şekillerde hizmet vermek üzere daha kolay eğitilebileceğini düşünüyorlar.
• Transhumanistler insan mühendisliğinin bir sonu olmadığını ve denemeler sırasında büyük hatalar yapılabileceğini itiraf ediyor.
• Kendilerini kısıtlayacak yasalara ise itiraz ediyorlar.
• İnsan klonlamaya çalışan bilim adamları gibi, öjenistler ve transhumanistler de sadece araştırmalarının başarısına odaklanmış, bütün inançlarını buraya saptırmış durumdalar. Toplumdaki diğer görüşlere hiçbir saygıları yok… İnsanlığın ilerlemesini şansa veya “hayal ürünü Tanrılara” bırakmamak gerektiğine inanıyorlar.”
__________________ Yalan dünya deriz ama yalan olan dünya değil insanlardır. Doğada, insanların ağzından çıkanlar hariç, her şey gerçektir. Yalancı çiçek, sahtekâr kuş, üçkâğıtçı balık yoktur
(Metin Münir) |
| |