Bizim Coğrafya - Hayat Coğrafya'da, Coğrafya Hayatımızda

Bizim Coğrafya - Hayat Coğrafya'da, Coğrafya Hayatımızda (https://www.bizimcografya.com/)
-   SOHBET (https://www.bizimcografya.com/21-sohbet/)
-   -   En Uzun TOPİK Rekoru... (https://www.bizimcografya.com/sohbet/13-en-uzun-topik-rekoru.html)

adile dilek 22-Ağustos-2010 12:57

merhaba

Ayşenur KILIÇ 22-Ağustos-2010 12:59

Merhaba hocam...:)

Ayşenur KILIÇ 29-Ağustos-2010 17:04

Neden hayatında biri yok diye soranLara,: Hani bazen durakta belli bir otobüsü beklersiniz ya on ...dakika, onbeş dakika, yirmi dakika beklersiniz geLmez. Bu arada başka aLternatiflerde geçer ama binmezsiniz. Nede oLsa "beklemişsinizdir o kadar" boşa gitsin istemezsiniz. Sormayın artık bana.! Herhangi biriyle değil, beklediğime “değecek” olanla devam etmeliyim bu yola!.. Durakta yaşLanmak oLsada işin ucunda...

Can Yücel

Ayşenur KILIÇ 29-Ağustos-2010 17:05

Bardağı Bırakın!!

Profesör elinde içi dolu bir bardak tutarak dersine başladı.
Herkesin göreceği bi......r şekilde tutuyordu ve ardından sordu.-"Bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır?"-50gm!' .... '100gm!' .....'125gm'..diye öğrenciler yanıtladı.-"Bardağı
tartmadıkça gerçekten ben de bilemem, " dedi profösör, "ama, benim
sorum şu ki :"Bu bardağı böyle birkaç dakikalığına tutsaydım ne olurdu?"-'Hiçbir şey' diye yanıtladı öğrenciler.-"Tamam peki 1 saat boyunca tutsaydım ne olurdu?" diye sordu profesör bu kez.-"Kolunuz ağrımaya başlardı efendim" diye öğrencilerden biri yanıtladı-"Haklısın, peki şimdi ben 1 gün boyunca tutsam ne olurdu?"-"Kolunuz iyice ağrır, kas spazmı, batar vs gibi sorunlar yaşardınız ve hastaneye gitmek zorunda kalırdınız!".Tüm öğrenciler çeşitli yorumlar yaptı ve gülüştüler.-"Çok iyi. Peki tüm bu sorunlar olurken bardağın ağırlığında bir değişme olur muydu?"diye sordu profesör.-"Hayır." diye yanıtladı herkes.-Peki o zaman kolun ağrımasına ve kas spazmına neden olan neydi?Öğrenciler bulmaca çözermişçesine düşünmeye başladılar.-"Acıdan ve ağrıdan kurtulmak için ne yapmam gerekir bu durumda?"diye tekrar profesör sordu.-"Bardağı bırakın düşsün!" diye öğrencilerden biri yanıt verdi.-"Kesinlikle! " dedi, profesör."Hayatın
problemleri de böyle bir şeydir. Onları kafanda birkaç dakika tutarsın.
Bir sorun yokmuş gibi görünür. Uzun bir süre düşünürsün. Başınız
ağrımaya başlar.Daha uzun düşünün. Artık seni bitirmeye ve hiçbir şey
yapamamana neden olur.Hayatınızdaki mücadeleleri ve problemleri düşünmek
önemlidir,Fakat DAHA ÖNEMLİSİ onları her günün sonunda, uyumadan önce
yere bırakmaktır (bardak gibi). Bu şekilde strese girmez, ve her gün
taze bir beyin ile uyanır ve her konuyla ve yolunuza çıkan her mücadele
ile başa çıkabilecek güçte olursunuz!"Bardağı yere bırakın bugün!"

Ayşenur KILIÇ 29-Ağustos-2010 17:07

Temel Dursun'a dert yanıyormuss .. '' Benim Fadime Yine Hamile '' diyee ..
Dursun da :
- Bunda Ne var ?... Sevinsene demişş..
TemeL :
-Ne sevinmesi Be adam ! ßizim Fadime İlk hamileliğinde İKİ ŞEHRİN HİKAYESİ'ni okuyoRdu , İkizimiz oLDu.ikiNci HamiLeLiğinde : ÜÇ SİLAHŞÖRLERİ okudu Üçüzümüz oLdu .. Demişş ..
Ee şimdi Hanqi Kitabı okuyor ??
TemeLL ..
- KırK HaramiLer'i

:D :D :D :D :D

Ayşenur KILIÇ 29-Ağustos-2010 17:08

Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında
sevdalanmış onun deli dalgalarına.
Hırçın hırçın kay...alara vuruşuna,
yüreğindeki duruluğa
Demiş ki suya:
Gel sevdalım ol,
Hayatıma anlam veren mucizem ol...


Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa
al demiş;
Yüreğim sana armağan...
Sarılmış ateşle su birbirlerine
sıkıca, kopmamacasına...

Zamanla su, buhar olmaya,
ateş, kül olmaya başlamış.
Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...
Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de
yüreğindeki kederi de
alıp gitmiş uzak diyarlara su...

Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları...
Aramış suyu diyarlar boyu,
günler boyu, geceler boyu
Bir gün gelmiş, suya varmış yolu
Bakmış o duru gözlerine suyun,
biraz kırgın, biraz hırçın.

Ve o an anlamış;
aşkın bazen gitmek olduğunu.
Ama gitmenin yitirmek olmadığını.
Ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla.
İşte o zamandan beridir ki:
Ateş sudan, su ateşten kaçar olmuş.

Ateşin yüreğini sadece su,
Suyun yüreğini
Sadece ateş alır olmuş...

[ Can Yücel ]

Ayşenur KILIÇ 29-Ağustos-2010 17:09

Can Yücel
Sebepsiz sevmektir aşk,
Nedeni olmadan bağlanmak birine.
Gözlerine baktığında erimektir içten içe,
Elle...
rini tuttuğunda titremektir tüm benliğinle.
Hatta sarıLamamktır utançtan,
Çünkü utanmaktır sevmek aslında,
Sevmek nedir aslen?
Ölmek mi uğruna?
Yaşamak mı onunla?
Sevmek mi ömür boyunca?
Yoksa ayrılmak mı gerekince?
Nedir insanı başkasına bağlayan?
Güzelliğimi?
Bilmez kimse bu soruların cevabını..
Kimi sever güzelini,
Kimi sever ÖZELİNİ...

Ayşenur KILIÇ 29-Ağustos-2010 17:10

Çocuk we hamiLe kaDın
Küçük bir çocuk, hamile bir kadının karnına dokunarak:
-Ne var sizin karnınızda... teyze,
Kadın:
...-Çocuğum var evladım, diye cevap verir.
-Sizin çocuğunuz mu?
...-Evet
-Onu seviyor musunuz?
-Evet
-Çok mu seviyorsunuz?
-Evet evladım.
-Öyleyse neden yediniz? :D :D

Ayşenur KILIÇ 29-Ağustos-2010 17:10

Eğer yeniden hayata başlayabilseydim,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, s...ırtüstü yatardım.
İlkinde olmadığım kadar neşeli olurdum,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik asla sorun bile olmazdı.
Daha fazla risk alırdım hayatta.
Daha fazla Seyahat ederdim,.
Daha çok güneş doğuşunu izler,
Daha çok dağa tırmanır,
Daha çok nehirde yüzerdim.
Daha çok görmediğim yere giderdim.
Daha az bezelye ve doyasıya dondurma yerdim,
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Elbette mutlu anlarım oldu ama,
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem.
Hayat budur zaten:
Anlar, sadece anlar.
Siz de anı yaşayın.
Her yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan
Gitmeyen insanlardandım ben.
Eğer hayata yeniden başlayabilseydim,
Yanımda hiç bir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atar.
Ve sonbahar bitene kadar çıplak ayaklarla yürürdüm.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım daha olsaydı, eğer.
Ama işte 85′indeyim ve biliyorum…
Ölüyorum..

Jorge Luis Borges

Ayşenur KILIÇ 29-Ağustos-2010 17:11

...
Ne kötüdür insanın aklıyla yüreği arasında çaresiz kalması.
Ne kötüdür an kadar yakın, bir asır k...adar uzak olması.
Ve bilir misin ? Ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması...
"Ben" deyip susması, "Sen" deyip ağlamaklı kalması.

Nazım Hikmet


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 15:51.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by BizimCografya.com® Copyright ©2008 - 2011, Baylas